12. Online Müzayede'de yer alan tüm resimler kurumumuz güvencesinde olup Yüksek Ressam/Restoratör BAYRAM KARŞİT tarafından ekspertiz edilip onaylanmıştır.
12. Online Müzayede 22 Ağustos PAZAR günü saat 21:00'dan itibaren CANLI olarak devam edecektir. Her lotun ekranda kalma süresi 30 saniyedir. Lotlar sıra ile satışa çıkacak ve son 10 saniyede teklif gelmesi halinde her lot 20 saniye daha uzayacaktır.
Sayın koleksiyoner ve sanatseverler eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +905321715331no'lu telefondan bilgi alabilir, Hüsrev Gerede Caddesi no: 52/2 Teşvikiye'deki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.
AHMET FAZIL AKSOY
"İstanbul". Eski dönem. İmzalı. 46x55 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
AHMET FAZIL AKSOY
"Küçükçekmece". 1983 tarihli.Eski Dönem. İmzalı. 40x50 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
HAYRİ ÇİZEL (1891-1950)
"Peyzaj". "Hasan Hayreddin" imzalı. Eski dönem. 1918 tarihli.Tuval üzeri yağlıboya(kartona marufle) . 23x32 cm.
Share
Ask a question
Ask a question
BAHA SAİT (1882-1939)
"Natürmort". İmzalı. 28x37 cm. Tuval üzeri yağlıboya (kartona marufle).
"Kafkasya’dan Anadolu’ya göç etmiş Dağıstanlı bir Türk ailenin oğlu olan Baha Sait ,yüksek öğrenimini Harp Okulu ve Harp Akademisi’nde yaptı. Resme kabiliyetli bir genç olan Baha Sait, Harp Okulu’nda ressam Üsküdarlı Ali Rıza Bey’in başarılı bir öğrencisi oldu. 1906 yılında Kurmay Yüzbaşı olarak ordu saflarına katıldı ve kısa bir süre sonra da askerlikten emekliye çıkarılarak ayrıldı. Askerlikten ayrıldıktan sonra babasının öğüdüne uyarak bir süre için İstanbul’dan uzaklaştı. Kahire’deki aile dostlarının yanına giderek Mısır’ın ünlü ressam ve hattatlarından süsleme sanatı üzerine dersler aldı, bazı Kahire camilerinin tezyin işlerinde çalıştı. Meşrutiyet’in ilanı üzerine İstanbul’a döndü, sigortacılık ve ticaretle uğraştı.
Hayatının bu döneminde yaptıklarına dair kesin bilgiler yoktur ancak İttihad ve Terakki Cemiyeti’nin sanat ve bilim alanındaki çalışmalarına ilgi duymakta idi. Kimi kaynaklarda ünlü bir İttihatçı olarak adı geçse de İttihatçıların yönetiminde yurt içinde herhangi bir resmi görevde bulunmadı. Ancak İran, Afganistan, Türkistan ve Kafkaslar’daki Türkler’e ilişkin görevler üstlendi. Alevilik konusunda araştırma yapmakla görevlendirilmiş ve değerli araştırma eserleri ortaya koymuştu. Konya ve Kırşehir’de bulunarak Mevlevilik ve Bektaşilik üzerine araştırmalar yaptığı, Mevlâna ve Hacı Bektaş Velî hakkında neşredilmemiş bir kitap yazdığı, Dağıstan’da hükümet kurmaya çalıştığına dair bilgiler vardır. Ona göre Bektaşilik, Kızılbaşlık gibi Anadolu'daki tarikat ve mezhep hareketlerinin kesinlikle İran menşeli değildi ve bu cereyanlar eski Türk adetleri ve gelenekleri ile ilişkiliydi.
Savaştan sonra İstiklal Madalyası ile ödüllendirilen Baha Sait Bey, Tayyare Müfettişliği (Türk Hava Kurumu Müfettişi) görevi ile Anadolu’yu dolaştı. Türk kabilelerinin, özellikle Doğu illerimizdeki dağlık bölgelerde yaşayan ahali ve aşiretlerin soy, dil, mezhep ve geleneklerini incelemeyi kendisine iş edindi, yazılarının bir bölümü Türk Yurdu Dergisi’nde 1926-1927 yıllarında yayımlandı. Resme olan ilgisi hayatı boyunca devam eden Baha Sait Bey, son yıllarında yağlı boya resimler yapmıştı. Baha Sait Bey, 16 Ekim 1939 günü kalp krizi geçirerek hayatını kaybetti. Merkezefendi Mezarlığı’na defnedildi."
Share
Ask a question
Ask a question
TURGUT ATALAY (1918-2004)
"Natürmort". İmzalı. 50x40 cm. 1992 tarihli. Tuval üzeri yağlıboya.
"1936-1945 arasında Nazmi Ziya, İbrahim Çallı ve Leopold Levy atölyelerinde sanat öğrenimi gördü. İki yıl R. Belling’in yanında heykel etütleri yaptı. 1940’da Yeniler (Liman Ressamları) Grubunun kuruluşuna katıldı. 1946’da Paris’te düzenlenen uluslararası bir sergiye (UNESCO) yapıtlarıyla girdi.
Aralıklı olarak dört yıl resim öğretmenliği yaptıktan sonra, tiyatro ve opera dekoratörü olarak uzun yıllar çalıştı. Ressam ve Heykeltıraşlar Derneği’nin yurt içinde ve dışında düzenlediği sergilere katıldı. 1964’te Akademi Sanat Ödülünü kazandı. Resimlerinde klasik etüt birikimlerinin oluşturucu etkileri egemendir. Figür kaynaklı sanat anlayışının sürdürücüleri arasında yer alır."
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
SEROP LEVON AVAKİAN (1909 - ? )
"Ortaköy". İmzalı. 40x55 cm. Karton üzeri karışık teknik.
Share
Ask a question
Ask a question
YAŞAR ÇALLI (d.1941)
"Un Eleyen Kadın". İmzalı. 60x80 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
KAYIHAN KESKİNOK (1923-2015)
"Halıcı". İmzalı. 1971 tarihli. 54x68 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
"Kayıhan Keskinok, 1945-1950 arasında Cezanne’ı anımsatan renk geçişleri kullanmış, düzenlemelerine figürü 1946’da katmıştır. Kısa süreli figürsüz soyut resim arayışları sayılmaz ise, ellili yıllar sanatçının geri dönmeksizin çok figürlü resimlere yöneldiği yıllardır. Sanatçı 1970’lerin sonundan başlayarak figürün yer aldığı mekanı soyutlama deneylerine girmiş, resimlerine masalsı öğeleri sokmuştur. 1980’lerde resimlerinde zaman kavramını irdelemiş, imgelerin üstüste bindirilmesi tekniğini geliştirmiştir.
Kayıhan Keskinok’un figürlü ya da figürsüz bütün resimlerde sürekli bir hareket göze çarpar. Sanatçının olgunluk döneminde konulardaki hareketin, desen ve renklerdeki hareketle tamamlanması arayışı gözlenir. Hareket aynı zamanda gerçek ile düşsel dünya arasındaki gidiş gelişler ile tamamlanır. Keskinok’un resimleri, doğadaki ve toplumdaki hareket öğeleri ile resmin kendi hareket olanaklarının bireşimini yakalamaya çalışır.
Sanatçının gençlik döneminde, harekete izin veren bol figürü zorunlu kılan konuları yeğlemesi daha sonraki yıllarda hareketi en kısıtlayıcı konularda bile resimsel hareketi yaratan teknikler geliştirebilmesine zemin hazırlamıştır. Kayıhan Keskinok’un resimlerinde hareketi öne çıkaran konular, sanatçının resimsel hareket olanaklarını ve tekniklerini geliştirebilmesine imkan sağlamış, bu yolda yetkinleşmesi en zor konuların üzerine cesaretle gidebilmesinin yolunu açmıştır. Resimde hareket olanakları yaratan tekniği, sanatçının her konuyu, tarihsel bir gelişme olarak, ikilemleri, gerilimleri ve çelişkileri içinde ele alabilmesine imkan sağlamıştır. Sanatçı üzerinde çalıştığı konularda insana özgü yaşam sevincini yakalamaya çalışmıştır durmaksızın; resimlerinde iyiye ve güzele yönelmeyi bir felsefi tutum olarak benimsemiştir.
Keskinok’un konularındaki çeşitlenme ve zenginleşme, resimlerindeki mekan anlayışında da farklı ele alışlar ile başbaşa ilerlemiştir. Zamanla bol figürlü resimlerindeki hareketi yer çekimsiz bir ortama taşımıştır. Resimlerindeki figürler birbirleriyle bağıntılarını yitirmeksizin sanki topluca hareket ediyor izlenimi vermektedir; figürler yer çekiminden koparak uzayda hareket ederler. Resimde varılan bu çözüm, düşsel ve fantastik konuların ele alınmasına izin vermiştir resimlerinde. Hareket halindeki kadın bedenleri, atların ve erkeklerin, kadın bedeniyle, zariflikleriyle karşıtlık oluşturan yabanıl tavırları sanatçının vurguladığı resimsel öğelerdir.
Sanatçı tek figürlü ya da çok figürlü olsun bütün resimlerini görsel belleğinin yardımıyla, herhangi bir canlı, ya da modele başvurmadan gerçekleştirmiştir. Kendi anlatımıyla “görsel bellekten çalışabilmek için en başta, o hareketi yaşamanız gerekir”. Kayıhan Keskinok tüm eserlerinde ele aldığı konularda yaşadığı hareketlerden yararlanmıştır. Sanatçı olarak en büyük zenginliği de bu deneyime dayanıyor." (Hüseyin Bedri yazısından alıntıdır)
Share
Ask a question
Ask a question
TANJU DEMİRCİ (1961-2016)
"Soyut Kompozisyon." Tuval üzeri yağlıboya. 150x150 cm. İmzalı.
Share
Ask a question
Ask a question
TANJU DEMİRCİ (1961-2016)
"Şifa Gömlekleri Özel Seri". 160 x 130 cm. İmzalı.Tuval üzeri yağlıboya ve karışık teknik. Sanatçının en nadir ve değerli serilerinden olup koleksiyonluk değer taşımaktadır.
Share
Ask a question
Ask a question
NİMETULLAH GERASİM (1904-1986)
"Peyzaj". 60x80 cm. İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya. 1967 tarihli.
"Tıp Öğrenimini yarıda bırakarak, Leningrad Güzel Sanatlar Akademisi'nde okudu. Bu okulu bitirdikten sonra, Paris Güzel Sanatlar Akademisi'nin portre ve peyzaj bölümlerine devam etti. 1932-1936 yıllarında Persepolis kazılarında arkeolog ve heykeltıraş olarak çalıştı. 1936-1956 yıllarında bulunduğu Shanghai'da sergiler açarak, Çin sanat çevrelerinin dikkatini çekti.
1956'da Türkiye'ye geldi. 1969'a kadar yaşamını İstanbul'da sürdürdü. Bu tarihten sonra Ankara'ya yerleşti. Yurt içinde ve yurt dışında karma sergilere katıldı. Türkiye'de 50 kadar kişisel sergi düzenledi.
Yapıtları, Amsterdam, New York, Washington gibi kentlerin müze ve özel koleksiyonlarında yer aldı. Yapıtları Christie's ve Sothebys gibi dünya devlerinin müzayedelerinde dönem dönem satışa sunulmaktadır".
Share
Ask a question
Ask a question
AHMET UZELLİ (1904-1978)
"Kandilli Sırtlarından". İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya. 35x45 cm.
Share
Ask a question
Ask a question
SAMİ LİM (1905-1986)
"Üsküdar'da Bir Sokak". İmzalı. 1961 tarihli. 65x46 cm. Karton üzeri yağlıboya.
"Tırnovalı hattat ve müzehhib Hafız Ahmet Efendi'nin torunudur. Orta öğrenimini, Kocamustafapaşa Numune Orta Mektebinde tamamladı. 1919-1923 yılları arasında öğrenim gördüğü İDGSA Resim Bölümünde Hikmet Onat ve İbrahim Çallı atölyelerinde çalıştı. Devlet Demiryollarında 31 yıl görev yaptıktan sonra, kendini daha fazla sanata verebilmek amacıyla emekliye ayrıldı. Yurt gezileri programına katılarak, Kars'a gitti.
"Altın kesim'in resim sanatındaki önemi ve değeri üzerinde durdu, bu konuda yazılar yazdı. Rönesans ustalarının kullandığı "sabit oranlar kanununu" vurgulayarak, resimlerdeki kurgunun bu değerlere göre oluşturulması gerektiğini savundu. Uzun süre Güzel Sanatlar Birliğine bağlı olarak çalıştı. Çok sayıda karma sergiye katıldı.
Resimlerinde izlenimci tekniğe bağlı kalmış, İstanbul doğasına yönelmiştir. Kendisiyle yapılan bir konuşmada (Hürses, 7 Ekim 1951) "şekillerin karşılıklı ritmi ve kombinezonları toplamı olarak meydana getirilen bir tablodaki ilk ameliyenin hendese ile başladığına'' değinir; yapıtın "piktüral'' bir değer taşıması gerektiğini, eskilerden yararlanmanın zorunlu olduğunu, ancak ona "yeni'' yi eklemenin yararlı olacağını savunur."
Share
Ask a question
Ask a question
HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
Figürlü Kompozisyon. İmzalı. Tuval üzeri akrilik. 86x76 cm.
Share
Ask a question
Ask a question
HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
Figürlü Peyzaj. İmzalı. 1989 tarihli. Tuval üzeri akrilik. 50x50 cm.
Share
Ask a question
Ask a question
HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
Figürlü Peyzaj. İmzalı. Tuval üzeri akrilik. 49x59 cm.
Share
Ask a question
Ask a question
Share
Ask a question
Ask a question
KADRİ ATAMAL (1903-1988)
"Natürmort". İmzalı. 60x40 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
CEMAL TOLLU (1899-1968)
"Natürmort". İmzalı. 45x35 cm. Karton üzeri yağlıboya. * Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
Share
Ask a question
Ask a question
PERTEV BOYAR (1887-1981)
"Natürmort". İmzalı. 1972 tarihli. 62x50 cm. ( Çerçeveli : 80x68 cm) Tuval üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
SABRİ BERKEL (1907-1993)
Soyut. İmzalı. 24 x 30,7 cm. Karton üzeri yağlıboya. * Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
Share
Ask a question
Ask a question
SABRİ BERKEL (1907-1993)
Beşli Kompozisyon. İmzalı. Karton üzeri akrilik. 35x50 cm. * Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
Share
Ask a question
Ask a question
SABRİ BERKEL (1907-1993)
"Yazı". İmzalı. Karton üzeri akrilik. 35 x 50 cm * Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.*Eserin 70x87.5 ebatlarındaki bir benzeri ENLEM 80 yayınları "Sabri Berkel" katoloğunda Resim 79 olarak yayınlanmıştır."
Share
Ask a question
Ask a question
ADNAN VARINCA (1918-2014)
"Natürmort". İmzalı. 50x60 cm. Eski dönem. Tuval üzeri yağlıboya.*Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
Share
Ask a question
Ask a question
HASAN KAVRUK (1918-2007)
Soyut. İmzalı. 1963 tarihli. 50x50 cm. Duralit üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
HAYRİ ÇİZEL (1891-1950)
"Karaköy'de Balıkçılar". İmzalı. 1949 tarihli. 40x50 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
HAYRİ ÇİZEL (1891-1950)
"Ortaköy". İmzalı. 1934 tarihli. 33x50 cm. Karton üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
NAZMİ DAYAN (1893-1963)
"İstanbul". İmzalı. 47x72 cm. Duralit üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
ORYANTALİST EKOL (19.yy)
"Karaköy". 19.yüzyıl . Ahşap üzeri yağlıboya. 31x40 cm. Oryantalist ekol.
Share
Ask a question
Ask a question
ORYANTALİST EKOL (18-19.yy)
"İstişare Meclisi". "Karton üzeri suluboya. 20x26 cm. 18-19.yüzyıl.
Share
Ask a question
Ask a question
TURGUT ATALAY (1918-2004)
"Natürmort". İmzalı. 1981 tarihli. Ahşap üzeri yağlıboya. 61x50 cm.
"1936-1945 arasında Nazmi Ziya, İbrahim Çallı ve Leopold Levy atölyelerinde sanat öğrenimi gördü. İki yıl R. Belling’in yanında heykel etütleri yaptı. 1940’da Yeniler (Liman Ressamları) Grubunun kuruluşuna katıldı. 1946’da Paris’te düzenlenen uluslararası bir sergiye (UNESCO) yapıtlarıyla girdi.
Aralıklı olarak dört yıl resim öğretmenliği yaptıktan sonra, tiyatro ve opera dekoratörü olarak uzun yıllar çalıştı. Ressam ve Heykeltıraşlar Derneği’nin yurt içinde ve dışında düzenlediği sergilere katıldı. 1964’te Akademi Sanat Ödülünü kazandı. Resimlerinde klasik etüt birikimlerinin oluşturucu etkileri egemendir. Figür kaynaklı sanat anlayışının sürdürücüleri arasında yer alır."
Share
Ask a question
Ask a question
SELİM TURAN (1915-1994)
"Natürmort". İmzalı. Ahşap üzeri yağlıboya. 63x46 cm (Çerçeveli: 80 x 63 cm) Eski dönem. * Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
Share
Ask a question
Ask a question
ADEM GENÇ (d.1944)
"Nesnelleştirme". İmzalı. 1984 tarihli. 80 x120 cm. Tuval üzeri yağlıboya. *Sanatçının eski dönem nadir işlerinden olup koleksiyonluk bir eserdir.
Share
Ask a question
Ask a question
TİMUR KERİM İNCEDAYI (d.1942)
"Figürlü Kompozisyon". İmzalı. 1980 tarihli. 106x92 cm. Karton üzeri yağlıboya.
"1942 yılında İstanbul'da doğan ressam Timur Kerim İcedayı'nın resme başlama hikayesini kendinden dinleyelim: "İstanbul'da yaşayan burjuva bir aileden geliyorum. Babam Cevat Bey İstanbul'da deri hastalıkları profesörüydü. Çocukluğum Nişantaşı'nda, Dolmabahçe'de oynayarak geçti. Amiral büyükbabam, anneannemi Trieste'de tanımış. Anneannem Maria, Müslüman olup Meryem adını almış. Annem bazen hala İtalyanca söylenir. Aydın bir çevrede büyüdüm. Galatasaray'da okurken yeni yetmelik çağımda babam benim sanatsal eğilimlerimin farkına vardı. Avukat, doktor olmanın adam olmaya eş sayıldığı bir dönemde beni Orient Express ile İtalya'ya "Sanata eğilimin var, İtalya'ya git," diye gönderdi. Milano'da Politeknik'de mimarlık, ardından Roma'da Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim okudum. Resim maceram böyle başladı.' Roma'da Güzel Sanatlar Akademisi'nde eğitim alan ve buradaki bütün önemli müzeleri gezen İncedayı, resim ve baskı çalışmalarına bu dönemde başladı. Guttuso, Macari, Montanarini gibi ünlü ressamların öğrencisi olan İncedayı, öğreniminin sonunda aldığı altın madalya, sahne tasarımcısı Zeffirelli ile yaptığı çalışmalar, sanat yönetmenliğini üstlendiği filmler, Roma, Milano ve Cenova'da katıldığı karma sergiler ve Villa Massini'de yabancı ressamlar ile yaptığı çalışmalarla ismini duyurmaya başladı. ilk kişisel sergisini 1973'te Milano'daki ünlü Fante di Spade'de açtı. 1992 yılında Calabrese, Beha, Minore ve Abbruzzese'nin denemeleriyle yeni hareketin teorilerini anlattığı "Metropolitan' adlı bir de kitabı yayınlanan Timur Kerim İncedayı halen Roma'da yaşamakta ve eserleri Roma, New York, İstanbul, Paris, Zürih ve Cenova'da önemli koleksiyonlarda yer almaktadır."
Share
Ask a question
Ask a question
NİYAZİ TOPTOPRAK (d.1950)
"Peyzaj". İmzalı. 1993 tarihli. 65 x 95 cm. Tuval üzeri yağlıboya (duralite marufle).
Share
Ask a question
Ask a question
MAHMUT CÛDA (1904-1987)
"Trabzon". Yurt Gezilerinden. Karton üzeri yağlıboya. 25x35 cm. Kataloge eser. *Eser 1998 tarihli "Yurt Gezileri ve Yurt Resimleri" kitabında 107.sayfada basılıdır. *Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
Ortaöğrenimini İstanbul'da Darüşşafaka'da yaptı. 1918 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi'ne girerek Hikmet Onat ve İbrahim Çallı atölyelerinde resim öğrenimi gördü. 1923 yılında gittiği Münih'te Ali Çelebi ve Zeki Kocamemi ile birlikte Hans Hoffman atölyesine devam etti. 1925 yılında yurda döndü. Yurda döndükten sonra burs kazanarak Paris'e gitti ve burada Lucien Simon'un öğrencisi oldu. Mahmut Cûda, yurda döndükten sonra sanatçıların bir araya gelmesini amaçlayan çalışmalarıyla tanındı. Deformasyona hiç rağbet etmeyen bir biçimlendirme ilkesini sonuna kadar denemiş ve bundan yeniliklerle rekabet eden eserler üretmesini bilmiş bir ressamdır. Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.
Share
Ask a question
Ask a question
FUAT SOYHAN (1885-1961)
"Beyazıt Cami". 1930 tarihli. 51x40 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
ŞEREF AKDİK (1899-1972)
"Galata Köprüsü". İmzalı. 50x61 cm. (Çerçeveli Ebat: 80x91 cm)
*Sanat kalitesi ve içeriği ile sanatçının müzelik eserlerindendir.
Share
Ask a question
Ask a question
HULUSİ MERCAN (1913-1988)
"Ortaköy". İmzalı. 1945 tarihli. 33x41 cm. Tuval üzeri yağlıboya (duralite marufle). * Sanatçının muhteşem güzellikte , sanat değeri yüksek müzelik bir eseridir.
Share
Ask a question
Ask a question
TURGUT ATALAY (1918-2004)
"İstanbul". İmzalı. 1997 tarihli. 80x100 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
"1936-1945 arasında Nazmi Ziya, İbrahim Çallı ve Leopold Levy atölyelerinde sanat öğrenimi gördü. İki yıl R. Belling’in yanında heykel etütleri yaptı. 1940’da Yeniler (Liman Ressamları) Grubunun kuruluşuna katıldı. 1946’da Paris’te düzenlenen uluslararası bir sergiye (UNESCO) yapıtlarıyla girdi.
Aralıklı olarak dört yıl resim öğretmenliği yaptıktan sonra, tiyatro ve opera dekoratörü olarak uzun yıllar çalıştı. Ressam ve Heykeltıraşlar Derneği’nin yurt içinde ve dışında düzenlediği sergilere katıldı. 1964’te Akademi Sanat Ödülünü kazandı. Resimlerinde klasik etüt birikimlerinin oluşturucu etkileri egemendir. Figür kaynaklı sanat anlayışının sürdürücüleri arasında yer alır."
Share
Ask a question
Ask a question
ORYANTALİST EKOL (19.yy)
"Eski İstanbul". 64x84 cm. ( Çerçeveli: 80x100 cm) Tuval üzeri yağlıboya (duralite marufle). 19.yy sonları.
Share
Ask a question
Ask a question
GERMAIN FABIUS BREST (1823-1900)
"Dereboyu'nda Yalılar". İmzalı. 40x56 cm. (Çerçeveli 56x72 cm). Tuval üzeri yağlıboya. *Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
"Marsilya’da Emile Loubon ve Paris’te Constant Troyon ile çalıştı. Loubon’un tavsiyesi üzerine Filistin’e gitti ve bir çok eserle döndü. 1855-1859 arası İstanbul’da çalıştı. Özellikle doğu mimarisi temel ilham kaynağı oldu.
Her iki hocası da manzara türündeki ustalıklarıyla tanınan Brest’in sanat yaşamında Émile Loubon’un ayrıcalıklı bir yeri vardır. Loubon’un Paris’teki eğitimi sırasında Barbizon Okulu sanatçılarıyla kurduğu ilişkiler onun manzara anlayışını etkilemiş, dış mekânlarda yaptığı doğa gözlemlerine dayalı çalışmalar, atölyede kurgulanmış yapay doğa tasvirlerinin yerini almıştır.
1845 yılında Marsilya’ya dönen sanatçı Güzel Sanatlar Okulu’ndaki eğitiminde bu yeni anlayışı temel almıştır. Kentin sanat yaşamının hareketlenmesine büyük katkısı olan Loubon, Marsilya Salonu’nu kurmuştur.
Burada Camille Corot (1796-1875), Rousseau (1812-1867), Harpignies (1819-1916), Millet (1814-1875) gibi ressam arkadaşlarının ve Parisli oryantalist ustaların eserlerinin öğrencilerinin çalışmalarıyla birlikte sergilenmesini sağlamış; bir Marsilya Manzara Okulu’nun oluşmasına katkıda bulunmuştur.
Fransa’nın çeşitli devlet müzelerinde eserleri bulunan sanatçının Topkapı Sarayı Müzesi’nde ve pek çok özel koleksiyonda tabloları yer almaktadır. Brest özellikle 1980 sonrasında Türkiye’de oluşturulan özel oryantalist resim koleksiyonlarının aranılan ve sevilen ressamı olmuştur. İstanbul’un günümüzde tamamen kaybolmuş pitoresk köşelerini nostaljik bir özlemle onun resimlerinde yeniden bulmak mümkündür."
Sanatçının Dünya Müzayedelerinde Satılan Bazı Eserleri:
1) Christie's / 26-10-2005 / Le Beiram: cérémonie de baise-main à Constantinople (c.1864-1865) / 598.400 Dolar
2) Antik A.Ş / 06.05.2007 / Boğaziçi'nde Balıkçılar / 450.000 Dolar
3) SALLE ROSSINI / 24-7-2008 /Vue animée du Bosphore / 270.000 EURO
4) DROUOT-RICHELIEU / 2-12-2011 / Le Khan de la sultane Validé à Constantinople (1861)/ 230.000 Euro
5) SOTHEBY'S / 8.4.2014 / Boğaziçinde Balıkçılar ( 50x75 cm ) / 162.500 Euro
6) ANTİK A.Ş / 12.12.2004 / İstanbul Sokağı ( 30x50 cm) / 145.000 Dolar
Share
Ask a question
Ask a question
ABDULLAH ÇİZGEN (1911-1987)
"Mevlana Müzesi - Konya". İmzalı. 1957 tarihli. 60x73 cm. (Çerçeveli: 80x 93 cm) Tuval üzeri yağlıboya.
Hat ve ebru sanatçısı Necmeddin Okyay ile ressam Hasan Tahsin’in yönlendirmesiyle Sanayi-i Nefise Mektebi’ne giren Abdullah Çizgen, burada İbrahim Çallı ve Feyhaman Duran’ın atölyelerinde öğrenim gördü. 1932 yılında, Feyhaman Duran atölyesinden mezun olduktan sonra, Topkapı Sarayı Müzesi’nde çalışmaya başladı ve müzenin resim ve Türk işleme bölümlerinin kurulmasında büyük çaba gösterdi. O yıllarda İstanbul’da yaşayan Perof’tan tablo onarım tekniklerini öğrenerek saray koleksiyonunda bulunan pek çok eski tabloyu onardı. Yeni meclis binasının dekorasyonu için Anadolu’ya gönderilen ressamlar grubunda da yer alan sanatçı, bu grupla birlikte Konya’ya giderek bu yöreden yaptığı resimlerle Konya’da bir sergi düzenledi. Arkeoloji çalışmalarına da katılan Çizgen, Keban Bölgesi’nden çıkarılan eserlerin çizimlerini yaptı. Topkapı Sarayı Müzesi’nde başladığı görevini Arkeoloji Müzesi’nde sürdürdü.
Topkapı Sarayı’nda çalıştığı dönemde sarayın tarihi atmosferinin de etkisiyle minyatür sanatına ilgi duyan ressam, bu sanatın bugünün resminde nasıl kullanılabileceği konusunda arayışlara girmiştir. Bu yıllarda, fotoğraf sanatçısı oğlu Gültekin Çizgen’in deyimiyle, ‘tam bir saray ressamı’ gibi çalışan sanatçı, Topkapı Sarayı’nın her köşesini konu olarak seçerek interior eserler gerçekleştirmiştir. Yine bu dönemde, şefliğini yaptığı sarayın Tarihi Portre Galerisi’ndeki sultan resimlerinden esinlenerek çeşitli sultan portreleri de yapmıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında yetişen pek çok yakın kuşak Türk ressamı gibi, Abdullah Çizgen de 1914 Kuşağı’nın (Çallı Kuşağı) İzlenimci anlayışını benimseyerek bu doğrultuda eserler vermiştir. Portre, interior ve figürlü kompozisyonların yanı sıra çok sayıda peyzaj ve natürmort da yapan Çizgen, Devlet Resim Heykel Sergileri ile Müstakil Ressamlar ve Heykeltıraşlar Birliği’nin sergilerine resim vermiş, yurtdışında Moskova ve Viyana’da sergilere katılmıştır.
Share
Ask a question
Ask a question
AYHAN TÜRKER
"Bebek". İmzalı. 1997 tarihli. Eski dönem. 50 x 65 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
AYHAN TÜRKER
"Emirgan Çınaraltı". 1999 tarihli. Eski dönem. 50 x 65 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
Share
Ask a question
Ask a question
HÜSEYİN CAHİT DERMAN
"Midye Avcıları ve Rumeli Kavağı". İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya. 50 x 70 cm.
"Bu tabloya neredeyse bir buçuk yıl önce başladım. Çeşitli nedenlerle ara vermek zorundaydım. Seninle bir akşam Ada motorunda karşılaştığımızda bu tabloyu bitiremediğimi söylemiştim. Çünkü başlangıçtaki kompozisyonu içime sindirememiştim. Araya başka çalışmalarım girdi ama zihnimi bir yandan bu resim için meşgul ettim. Teknelerde yer ve renk değişikliklerine gidince çok özel ve güzel bir konu gerçekleşmiş oldu. Bir buçuk yıl önce de bana "efsane geri dönüyor" demiştin. Bu iltifatını gerçekleştiremediğim zaman diliminde inan ki içime dert oldu. Ama inatla bu tabloyla başlangıç yapmaya karar vermiştim. Nihayet sana ulaştırabildik ya içimi huzur kapladı. Daha önce de yazdığım gibi; midye çıkaran çocukların bana büyük emekleri geçti. Onları da sevindirmeyi çok istiyorum. Dilerim bu tablom; değerini çok iyi anlayacak bir meraklıya gider. Bir not düşeyim;
Midye iki farklı çalışmayla toplanıyor. Birincisi tabloda görüldüğü gibi "Kaska" denilen sepetle oluyor. Bu sepetin altındaki bir buçuk metreden biraz fazla uzunlukta bıçak, deniz tabanındaki midyeleri koparıyor. Bazıları bu sepeti istiridye toplanan sepet "Algarna ile karıştırıyormuş. Bunun da doğrusunu midyeciler sayesinde öğrendim. İntenette bu bilgiler yok.
İkinci midye toplama şekli daha zor. Avlanma yasağı nedeniyle kışın bile zavallı dalgıçlar devreye giriyor. Elle denizin dibinden topluyor. Yani anlayacağın midye çıkartmak da; tablosunu yapmak da hiç akıl karı değil. Ama Boğaziçi'nin güzelliklerini tablolara yansıtmaktan kendini sorumlu hisseden bir ressam olarak midye çıkaran deniz işçilerini yok sayamazdım. Biri de çımış o emekçileri ölümsüzleştirmiş desinler diye kendime dert edindim.
Aaa pardon senin işin de midye çıkaranlar kadar zor... Müslüman mahallesinde salyangoz satmak deyimi bu resmi pazarlamaya çok uygun...
.. Midye dolmaları yutanların bu zorluklar; hiç umurunda değil. " Hüseyin Cahit Derman
Share
Ask a question
Ask a question