KAYIHAN KESKİNOK (1923-2015)

"Karadeniz Düğünü". İmzalı. 30 x 35 cm. Tuval üzeri yağlıboya. 2004 tarihli.

"Kayıhan Keskinok, 1945-1950 arasında Cezanne’ı anımsatan renk geçişleri kullanmış, düzenlemelerine figürü 1946’da katmıştır. Kısa süreli figürsüz soyut resim arayışları sayılmaz ise, ellili yıllar sanatçının geri dönmeksizin çok figürlü resimlere yöneldiği yıllardır. Sanatçı 1970’lerin sonundan başlayarak figürün yer aldığı mekanı soyutlama deneylerine girmiş, resimlerine masalsı öğeleri sokmuştur. 1980’lerde resimlerinde zaman kavramını irdelemiş, imgelerin üstüste bindirilmesi tekniğini geliştirmiştir.

Kayıhan Keskinok’un figürlü ya da figürsüz bütün resimlerde sürekli bir hareket göze çarpar. Sanatçının olgunluk döneminde konulardaki hareketin, desen ve renklerdeki hareketle tamamlanması arayışı gözlenir. Hareket aynı zamanda gerçek ile düşsel dünya arasındaki gidiş gelişler ile tamamlanır. Keskinok’un resimleri, doğadaki ve toplumdaki hareket öğeleri ile resmin kendi hareket olanaklarının bireşimini yakalamaya çalışır.

Sanatçının gençlik döneminde, harekete izin veren bol figürü zorunlu kılan konuları yeğlemesi daha sonraki yıllarda hareketi en kısıtlayıcı konularda bile resimsel hareketi yaratan teknikler geliştirebilmesine zemin hazırlamıştır. Kayıhan Keskinok’un resimlerinde hareketi öne çıkaran konular, sanatçının resimsel hareket olanaklarını ve tekniklerini geliştirebilmesine imkan sağlamış, bu yolda yetkinleşmesi en zor konuların üzerine cesaretle gidebilmesinin yolunu açmıştır. Resimde hareket olanakları yaratan tekniği, sanatçının her konuyu, tarihsel bir gelişme olarak, ikilemleri, gerilimleri ve çelişkileri içinde ele alabilmesine imkan sağlamıştır. Sanatçı üzerinde çalıştığı konularda insana özgü yaşam sevincini yakalamaya çalışmıştır durmaksızın; resimlerinde iyiye ve güzele yönelmeyi bir felsefi tutum olarak benimsemiştir.

Keskinok’un konularındaki çeşitlenme ve zenginleşme, resimlerindeki mekan anlayışında da farklı ele alışlar ile başbaşa ilerlemiştir. Zamanla bol figürlü resimlerindeki hareketi yer çekimsiz bir ortama taşımıştır. Resimlerindeki figürler birbirleriyle bağıntılarını yitirmeksizin sanki topluca hareket ediyor izlenimi vermektedir; figürler yer çekiminden koparak uzayda hareket ederler. Resimde varılan bu çözüm, düşsel ve fantastik konuların ele alınmasına izin vermiştir resimlerinde. Hareket halindeki kadın bedenleri, atların ve erkeklerin, kadın bedeniyle, zariflikleriyle karşıtlık oluşturan yabanıl tavırları sanatçının vurguladığı resimsel öğelerdir.

Sanatçı tek figürlü ya da çok figürlü olsun bütün resimlerini görsel belleğinin yardımıyla, herhangi bir canlı, ya da modele başvurmadan gerçekleştirmiştir. Kendi anlatımıyla “görsel bellekten çalışabilmek için en başta, o hareketi yaşamanız gerekir”. Kayıhan Keskinok tüm eserlerinde ele aldığı konularda yaşadığı hareketlerden yararlanmıştır. Sanatçı olarak en büyük zenginliği de bu deneyime dayanıyor." (Hüseyin Bedri yazısından alıntıdır)