MEHMET ALİ LAGA (1878-1947)

"Manolyalar". İmzalı. Mukavva üzeri yağlıboya. 45 x 35 cm.

Trablusgarp’ın ‘’Zafirizade’’adlı soylu bir aileden gelir. İlk ve ortaöğrenimini Kuleli’de tamamladı. 1898’de Harbiye’den piyade mülazımı olarak mezun oldu. Trablusgarp’a gönderildi. 1907’ye kadar kaldığı burada kolağası rütbesine yükseldi. Aynı yıl İstanbul’a döndü. Hassa ordusu genelkurmayında görev aldı. Meşrutiyetin ilanında Kuleli İdadisi resim öğretmenliğine verildi. Sonra aynı göreve Bursa Lisesi’nde devam etti. Öğretmenlikten 1924’te emekliye ayrıldı. 

Sanata ilgisi küçük yaşlarda başladı. Boş zamanlarında sürekli desen çizerek ilk çalışmalarını gerçekleştirdi. Kuleli’de resim derslerine gelen Hasan Rıza, onunla yakından ilgilendi. Harbiye’de Hoca Ali Rıza’nın yakın desteğini gördü. Harbiye’de okul sıralarını paylaştığı Sami Yetik ile sonraki yıllarda giderek pekişen bir dostluk kurdu. Osmanlı Ressamlar Cemiyetine katıldı. Balkan savaşları sırasında, Sami Yetik’le Edirne’de bulundu. Edirne düşünce, iki arkadaş bir süre Sofya’da tutsak hayatı yaşadılar. Resimleri, Sofya Akademisi öğrencilerinin dikkatini çekti.

 

Sami Yetik, Mehmet Ali Laga’dan söz ederken ‘’şeyda-yı sanat’’ ya da ‘’büyük ruhlu Mehmet Ali’’ deyimlerini kullanır. 

Peyzaj türünde yoğunlaşan resimlerinin bir bölümü özel koleksiyonlara dağılmış olmakla beraber, çoğu ailesinin elinde bulunmaktadır. Yağlıboyanın yanında suluboya türündeki çalışmaları da, onun tekniğine hakim bir sanatçı olduğunu gösterir. C.E. Arseven onu, ‘’güçlü bir izlenimci’’ olarak tanımlar. Batı etkisindeki resim sanatımızın ilk renkçi ustaları arasında yer alır. Özellikle sahil görünümleri, karaya vuran dalgaların köpüklü etkisi, küçük tabakalar içinde meyve grupları, seçtiği başlıca konulardır. İstanbul, Bursa ve Edirne gibi yörelerin tarihsel yapılarını, doğa güzelliklerini ele aldığı tabloları, çağdaş resim sanatımızın asker kökenli sanatçılardan sivillere aktarılan gelenekçi yönünü temsil eder.