• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

10. Koleksiyonluk Resim ve Hat Müzayedesi

10. Online Müzayede'de yer alan tüm resimler kurumumuz güvencesinde olup Yüksek Ressam/Restoratör BAYRAM KARŞİT tarafından ekspertiz edilip onaylanmıştır.

10. Online Müzayede 16 MAYIS PAZAR günü saat 13:02'den itibaren CANLI olarak devam edecektir.  Her lotun ekranda kalma süresi 30 saniyedir. Lotlar sıra ile satışa çıkacak ve son 10 saniyede teklif gelmesi halinde her lot 20 saniye daha uzayacaktır.

  • Kategori: Hat
Lot: 76 » Hat

HASAN SIRRI EFENDİ (1836-1907)

Kufi Levha, "Allah'ın yardımı üzerine olsun" yazılı, imzalı, 28x40 cm

"Süleymâniye müderrislerinden Beypazarlı Mehmed Emîn Efendi’nin oğlu olup H. 1252/M. 1836-1837 yılında Yeniköy’de doğdu. Oradaki ibtidâî mektebde okurken Kur’an’ı hıfzetdi. Yine oradaki Ra’ufî Dergâhı şeyhi Mehmed Emîn Efendi’den yazı meşkederek icâzet aldı. Musikî dersleri aldığı Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den istifâde ile hüsn-i hatta maharet kazandı.

Eğitimini tamamladıktan sonra Ahkâm-ı Adliyye Nezâreti kâtiblerinden olarak senelerce devam etti. Daha sonra Meclis-i Ticâret İcrâ Dairesi’ne nakledildi ve icrâ memurluğuna kadar yükseldi. Sağlık sorunları nedeniyle emekliye sevkedildikten birkaç sene sonra 1325 yılının Şa’bân(Eylül-1907) ayında vefât etti. Rumelihisarı Kabristanı’nda medfun bulunan annesinin ve kızının yanına defnolundu. Naaşı daha sonra Yenikapı Mevlevîhânesi kabristanına  nakledilmiştir.

Dinî ve din dışı eserleriyle bestekârlık gücünü de ortaya koyan Hasan Sırrı Efendi’nin durak, ilâhi ve şarkı formundaki toplam dokuz eseri günümüze ulaşmıştır (bu eserler için bk. Öztuna, I, 334). Bunların içinde yer alan üç şarkı, Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Arşivi’nde Enderunlu Hâfız Hüsnü adına kayıtlıdır. "   

Detaylar
Lot: 77 » Hat

MEHMED NURİ SİVASİ (ö.1935)

Talik hat ile ayet-i kerime, ketebeli, 45x75 cm, "İnsana çalışmasının karşılığından başka bir şey yoktur" Ayetin içerisinde de Gubari yazıyla ayetler yazılı. Hicri 1343/Miladi 1925 tarihli. Sanat kalitesi, kondüsyonu ve nadiriyeti ile koleksiyonluk bir eserdir.

"Hüsn-i hattı çocukluk çağında iken Abdullah Rüşdî Efendi nâmında bir hattattan meşkederek icâzet almış olan Mehmed Nûrî Sivâsî, yukarıda beyân edildiği üzere gubârîde mâhir bir hattat idi. Bilhassa meşhur hattatların yazılarından istifâde ederek, bunlardan çıkardığı kalıpların içlerini büyük bir sabırla, Yasin ve Bakara gibi sûrelerle dolduran hattatımız, hat san‘atında nev’-i şahsına münhasır bir ekol oluşturmayı başarmıştır. 

Üsküdar Yeni Vâlide Cami imâmı Necmeddîn Okyay’ın naklettiğine göre, 1910 senesinde bir gün Üsküdar’a geçmiş olan Sâmî Efendi, namaz için tilmizinin görev yapmakta olduğu cami’e girmiş. O esnâda camide bulunan Mehmed Nûrî Sivâsî’yi üstâd-ı bî-nâzire takdîm eden Necmeddîn Okyay’ın ricâsı üzerine yazılarını tedkîk eden Sâmî Efendi, hayretini gizleyememiş ve açık sözlülüğü ile şu cevabı vermiş: Çıldırmadan yazılmaz. 

Gerçekten de büyük bir sabır gerektiren bir sürecin ürünü olan âsârı incelendiğinde, Sâmî Efendi’ye hak vermemek mümkün değildir. Bâb-ı Meşihât menşe’li olduğundan daha ziyâde ta’lik yazı kalıpları kullanmış olan Mehmed Nûrî Sivâsî’nin en özgün çalışması ise, hiç şüphesiz Türk bayrağının ay-yıldız kombinasyonu üzerine yaptığı çalışma olup müte’addid nüshâsını vücûda getirmiştir. Vakıf Hat Sanatları Müzesi başta olmak üzere müzelerde ve özel koleksiyonlarda çok sayıda levhâsı bulunmaktadır."

Detaylar
Lot: 78 » Hat

DERVİŞ ALİ (ö.1673)

Sülüs Nesih Kıta. İmzalı. "Ameller ancak niyetlere göredir" yazılı. 22 x 30 cm. Meşhur hattatın çok iyi kondüsyonda ve zor bulunan koleksiyonluk eserlerindendir.

"Kendisinden sonra yaşayan ve aynı adı taşıyan iki hattattan ayırt edilmek için “Büyük”, “Birinci” veya “Mâruf” lakaplarıyla anılır. İstanbul’da doğdu. Yeniçeri ağası Kara Hasan oğlu Hüseyin Ağa’nın mânevî evlâdı veya kölesi olup onun yanında yetişmiş, gençliğinde karakullukçuluk vazifesinde de bulunmuştur. Aklâm-ı sitteyi Hâlid Erzurûmî’den öğrenmiş ve Şükrullah Halîfe, Pîr Mehmed b. Şükrullah, Hasan Üsküdârî, Hâlid Erzurûmî silsilesiyle kendisine kadar gelen Şeyh Hamdullah üslûbunu unutulmak üzere iken yeniden ihya etmiştir. Bu sebeple Derviş Ali’ye “şeyh-i sânî” veya “vâzıu’l-aslı’s-sânî” unvanları da verilmiştir. Tezhipleri ekseriya Sürâhî Mustafa adlı müzehhip tarafından yapılmış kırktan fazla mushaf (kırk beşinci mushafı 1064/1654 tarihini taşımaktadır), çok sayıda en‘âm, evrâd, kıta ve murakka‘ yazan Derviş Ali Ramazan 1084’te (Aralık 1673) hayli yaşlı olarak vefat etti. Defnedildiği Topkapı Mezarlığı’nda bugün mevcut olmayan kabir kitâbesindeki ifadeden, onun devrinin yaygın sporu okçulukla da uğraştığı anlaşılmaktadır. Yetiştirdiği pek çok hattat arasında Ağakapılı İsmâil ve Suyolcuzâde Mustafa efendiler önde gelenleridir. Derviş Ali Hâfız Osman’ın da ilk hocası olup yaşlılığı sebebiyle bu kabiliyetli gençle gerektiği gibi meşgul olamayınca onu Suyolcuzâde’ye göndermiştir.

Talebelerinden olan Köprülüzâde Fâzıl Ahmed Paşa’nın, sadrazamlığı sırasında Derviş Ali’nin kendisini ziyaretinde hocasını şeyhülislâmların karşılandığı noktadan karşılayıp elini öperek ona protokol üstü saygı gösterdiği ve makamında yanına oturttuğu kaynaklarda zikredilir."

Detaylar
Lot: 79 » Hat

YESARİZADE MUSTAFA İZZET (ö.1849)

Celi Talik Zerendut Levha. İmzalı. Hicri 1246 tarihli. 63x63 cm." Zikru fikrim benim budur hergah, Hak Muhammed beli Resulullah, Du zehi cennet eyler abdülhak, Kuvvet-i La İlahe İllallah" yazılı. Hattatın muhteşem kondüsyonda nadir bulunan müzelik eserlerindendir.

"Yesarizade Mustafa İzzet, Türk hattat ve Osmanlı kazaskeri. Babası hattat Mehmed Esad Efendi'dir. İstanbul'da doğdu. Hat sanatını babasından öğrendi. Osmanlı Devleti'nde yüksek makamlara çıkan Mustafa İzzet, 1842 yılında Rumeli Kazasker'i oldu."

"Hattatlar arasında isminden ziyâde “Yesârîzâde” nâmı ile anılan Mustafa İzzet Efendi, son dönem yazılarında İran üslûbunun dışına çıkmaya çalışan babasının bıraktığı noktadan başlayarak, yavaş yavaş kendini geliştirmiş ve Türk ta’lik hattının günümüze değin sürecek olan kaidelerini oluşturmuştur. Özellikle celî ta’likte göstermiş olduğu kudreti, nice resmî daire ve sâir yapının kapıları üzerindeki inşa kitabesinde görmek mümkündür. Bir diğer özelliği ise şaşırtıcı derecede hızlı ve tashihsiz yazmasıdır.   

Eyüp Sultan Cami, Şah Sultan Türbesi, Arpacılar Mescidi, Bâb-ı Âlî, Alay Köşkü, Hidâyet Cami,  Cemâleddîn Uşşâkî Dergâhı, Nusretiye Cami, Beyazıt Yangın Kulesi, Darphâne-i Amire, Galata Mevlevihanesi, Pertev Paşa Türbesi, Sultan Mahmud Türbesi, Selimiye Kışlası, Tazıcılar Ocağı ve Koca Mustafa Paşa Cami’nin inşa ve tamir kitâbeleri onun kaleminden çıkmıştır.

Ayrıca Teşvikiye Cami’ndeki Sultan 2. Mahmud’un tüfek nişantaşları ve Beylerbeyi Sarayı arkasında çeşme ile Üsküdar’daki Sultan Mahmud ve Hamdullah Paşa çeşmelerinin inşa kitabeleri de ona aittir. Bunlardan başka Ayasofya Cami’nde bir levhası, Topkapı Sarayı başta olmak müze ve özel koleksiyonlarda çok sayıda yazısı bulunmaktadır."  (İsmail Orman'ın yazısından alıntıdır.) 

Detaylar
Lot: 81 » Hat

Prof. ALİ ALPARSLAN (1922-2006)

Celi Talik İstif ile Ayet-i Kerime, imzalı, "Yardım Allah'tandır ve Fetih yakındır", Hicri 1423/ Miladi 2003 tarihli, 45x45 cm.

"Çevresindeki hemen herkese karşı hoşgörülü ve gönül ehli zarif bir insan olarak tanınmış, kendisinden müstefiz olmak isteyenlere “rızây-ı Bârî” için kapısını her da’im açık tutan çelebi karakterli bir zât idi. Türk Dil Kurumu’nun üyesi olup Kadı Burhaneddin Divanı’ndan Seçmeler, Ahmed Paşa, Şeyh Galip, Türk Hattatları gibi eserleri vardır.

Hüsn-i hatta, Haydarpaşa Lisesi’nde okuduğu esnâda gördüğü Kâmil Akdik’in hayatına dâir kitap ile merak sarmış ve Necmeddîn Okyay’dan ta’lik meşketmeye başlamıştır. 1948’de İmâde’l-hasenî’yi taklîden yazdığı kıt‘a ile icâzetnâme aldıktan sonra, eğitim için gittiği İran’da da , İran üslûbunda ta’lik yazı dersleri almıştı.

İbnülemin’in “oldum demeyip olmağa çalışmasını” tavsiye ettiği Ali Alparslan için  Süheyl Ünver’in, “asrımızın Yesârî’si” dediği dahi söylenir. Hâlim Özyazıcı’dan öğrenmiş olduğu dîvânî hattında da zamanın yeganesi idi. Gerek evinde ve gerek Akademi’de bir hayli hattat yetiştiren ve IRCICA’nın düzenlediği hüsn-i hat yarışmalarının değişmez jüri üyesi olan Ali Alparslan’ın vefâfı için İsmail Yakıt şu kıt‘ayı kaleme almıştır:


Edebiyât tarihçisi, hattat Alî Alparslan Hoca,

Çok Esmâ’lar yazıp kıldı ismini bu kubbede bâkî

Çıktı yediler söyle yaz târihini Yakût dediler;

Hatt-ı ta’likle çekdi son nefesinde bir hüve’l-bâkî"

(Kaynak: İsmail Orman)

Detaylar
Lot: 82 » Hat

NECMEDDİN OKYAY (1883-1976)

Ketebeli, hicri 1321 (m.1903) tarihli,25x25 cm. Aharlı kağıt üzerine is mürekkebi ile altı satır talik hatla kaleme alınmış eserde İsmail Efendi isimli bir zatın oğlu Kazım'ın doğumuna tarih düşürülmüştür. Yazı kalitesi, içeriği ve kondüsyonu ile koleksiyonluk bir eserdir.

"Hezârfen" Necmeddîn Okyay

San‘atın her türüne olan düşkünlüğü ve hasletindeki mu’azzam kabiliyet nedeniyle el attığı her işte üstâd mertebesine erişerek, “hezârfen” lâkabına bî-hakkın lâyık şahsiyetlerden biri olan Necmeddîn Okyay, bu kadîm san‘atlarda ibrâz eylediği kudret ve sahip olduğu engin bilgi birikimini paylaşmaktan hiçbir zaman imtinâ etmeyerek, bu san‘atların yaşatılması için gösterdiği fevkalade gayret ile Türk sanatı tarihi içinde de mümtâz bir mevki’e ulaşmıştır. 

 

Eğitimine ara verdiği dönemde, hüsn-i hattın dışında muhtelif sanatlarla meşgul olan Necmeddîn Okyay, Sultan Abdülazîz Han’ın okçubaşısı Seyfeddîn Bey’den kemânkeşlik ve kiriş imâlini, “hezârfen” lâkabı ile maruf Özbekler Dergâhı şeyhi İbrahim Edhem Efendi’den de kâğıd âharlama ve ebrû sanatını öğrendi. Ayrı bir fasıl açılacak derecede ma’rifet kazandığı kemânkeşliğin “ok” ve “yay”ını soyadı olarak alacak, ebrûculukta ise eski üstâdların yapamadığını yapıp karanfil, sünbül, lâle, hercaî menekşe, fulya ve gelincik gibi çiçekleri ebrûya nakşederek, kendi ismiyle anılan yepyeni bir tarz ortaya koyacaktı. 

Ayrıca müderrisînden Konyalı Abdülfettahzâde Mehmed Vehbî Efendi’den de mürekkeb imâlini öğrendi. 1925 senesinde eline geçen terekeden çıkan cild kalıplarının verdiği şevkle mücellidliğe heves ederek, Bahâeddin (Tokatlıoğlu) Efendi’nin de katkısıyla tarz-ı kadîmede kitab cildi imâliyle de uğraşmaya başlayan Necmeddîn Okyay, Gazi Mustafa Kemal'in Nutuk adlı eserinin özgün cildlerini üretmiş ve Emin Barın gibi bir üstad-ı mahiri yetiştirerek, bu sanatın tarihe karışmasına mani olmuştur.

 

Necmeddîn Okyay’ın hünerleri, şüphesiz bunlarla da sınırlıdeğildir. Son olarak muhiblerinden İsmâ‘il Hakkî Altunbezer ve Gülcü Şükrü Baba’nın teşvîkiyle başladığı gül yetiştiriciliği faslından da bahsetmek gerek. Zirâ el attığı her şeyde olduğu gibi bu işte de kısa zamanda terâkkî eylemiş olan Necmeddîn Okyay, Toyagrtepesi’ndeki bahçesinde yetiştirdiği güllerle bazı müsâbakalarda madalyalar dahi kazanmıştı. " (İsmail Orman yazısından alıntıdır.)

Detaylar
Lot: 83 » Hat

MAHMUD BEDREDDİN YAZIR (1895-1952)

Celi Talik Levha, imzalı, 36x88 cm. "Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi". Levhanın etrafındaki ebrular Necmeddin Okyay'a aittir. Ebadı, kondüsyonu ve sanat kalitesi ile müzelik bir eserdir.

"Son derece zekî biri olan Mahmud Yazır’ın, ilim ve fenne bir hayli yatkın olduğunu ağabeyinin ifâdelerinden öğrenmekteyiz. Hatta biraz da kendini kastederek, “iyi bir hocanın eline düşmediğini” dahi itiraf etmiştir. İslâm-Türk Ansiklopedisi ve İslâm Nuru gibi neşriyâtlardaki makaleleri ile dînî ilimlerdeki kudretini göstermişse de, daha ziyâde Osmanlıca okumalarına ilişkin Eski Yazıları Okuma Anahtarı ve Siyâkat Yazısı adlı çalışmaları ile tanınmıştır. Ahmed Kudsî Efendi’nin Hidâyetü’l-mürtâb fî Fezâ‘ili’l-ashâb adlı eserine yapmış olduğu terceme ise basılmamıştır.

Tamamlamağa ömrünün vefâ etmediği Medeniyet Alemi’nde Yazı ve İslâm Medeniyeti’nde Kalem Güzeli adlı eseri ise Uğur Derman’ın editörlüğünde 1972 ilâ 1989 seneleri arasında 3 cilt hâlinde basılmıştır. Türk hat san‘atının en önemli kaynak eserlerinden biri olan bu müstesna eserini, ağabeyinden başlayıp Nûr-ı Osmâniye Medresesi’ndeki meşkhânede Bakkal Ârif Efendi’nin mahdumu Mustafa Râkım Unan’dan devam ettiği hat çalışmalarına borçlu olan Mahmud Yazır, vefâtına kadar Hatîb Ömer Vasfî ve Mısır’a gidene kadar da Azîz Rıfâ’î’den istifâde etmişti. Hatt-ı ta'liki ise Hulusi Yazgan'dan öğrenmiştir.

Ağabeyinin Hak Dini, Kur‘ân Dili adlı tefsîrinin mushâf metnini fevkalade nesih hattıyla temize çekmiş olan Mahmud Yazır’ın müzelerde ve özel koleksiyonlarda levhâ halindeki yazıları da mevcuttur. Ayrıca Fâtih’teki İskender Paşa Cami’nin ta’lik ve celî yazıları, Ankara Kağnıpazarı’ndaki mescidin cümle hutûtu ile Bahçelievler Cami’nin kubbesindeki İhlâs Sûresi de ona aittir." (Kaynak: ketebe.org / İsmail Orman)

Detaylar
Lot: 84 » Hat

İMÂD EL-HASENÎ (1553-1616)

Talik Kıta, 33x21 cm, imzalı. "Ebu Said El-Hayr Rubai'si yazılı" NOT: Eser dünyaca ünlü Sotheby's "Islamic Art" Müzayede'sinden alınmış olup yazı kalitesi, kondüsyonu ve nadiriyeti ile müzelik bir eserdir.

"Kaynaklarda, kendisi gibi usta bir hattat olan Ali Rızâ-yi Abbâsî’nin etkisiyle şahın İmâd’dan giderek uzaklaştığı, geceleri yazı yazarken elinde şamdan tutarak Ali Rızâ’ya yardımcı olmasının İmâd’ı gücendirdiği nakledilmektedir. Bu dönemde yazdığı şiirlerle şaha ve etrafındakilere serzenişte bulunan İmâd’ın zamanla şahla arası açıldı. Şahın İmâd’dan Şâhnâme’yi istinsah etmesini istediği, İmâd’ın bu emre karşı lâkayt davranmasının şahı rencide ettiği de rivayet edilmektedir. Uzunca bir süre devam eden bu sürtüşmeler nihayet İmâd’ın öldürülmesiyle son buldu.

İmâd’ın cenazesi şahın emriyle yapılan büyük bir törenle kaldırıldı. Ölümü İran, Hint ve Osmanlı ülkesinde üzüntüye sebep oldu. Bâbürlü Hükümdarı Cihangir’in, İmâd’ın katli münasebetiyle tertip ettiği dinî bir toplantıda, “Eğer İmâd’ı bana diri olarak verselerdi ağırlığınca mücevher verirdim” dediği rivayet edilir.

İmâd yazılarında önceleri Mîr Ali Herevî’yi taklit etti. Onu taklit ederek yazdığı, halen Tahran’da Kitâbhâne-i Saltanatî’de bulunan Münâcât-ı Emîrü’l-Mü’minîn Alî İbn Ebî-Tâlib adlı eser bu tesiri açık şekilde ortaya koymaktadır. Tebriz’e gittikten sonra Baba Şah’ın kıtalarından istifade ederek sanatını ilerleten İmâd, 1014 (1605) yılından itibaren Mîr Ali Herevî’nin yazılarındaki istikrar ve sağlamlıkla Baba Şah’ın yazılarındaki tatlılık ve yumuşaklığı birleştirip kendi üslûbunu ortaya koydu. 

İmâd’dan sonra hiçbir hattat onun harflerin en, boy, çanak, küp, keşîde ve bağlantılarında, satır anlayışında ortaya koyduğu kurallara yeni bir şey ilâve edememiştir. Kaçarlar’dan Nâsırüddin Şah zamanında yaşamış olan Muhammed Rızâ Kelhûr keşîdeleri kısaltmak, dal, râ ve “vav”ları küçük ve harflerin gövdelerini kalın yazmak suretiyle bir değişiklik yapmış ve bu değişiklik bir yenilik gibi görülmüşse de bu üslûp yaygın kabul görmemiştir. Bugün bazıları bu üslûbu celî nesta‘likte kullanmakla beraber genellikle İran’da İmâd’ın üslûbu tercih edilmektedir." (Ali Alparslan / Diyanet İslam Ansiklopedisi, 22, s. 171)

Detaylar
Lot: 85 » Hat

EMİRZADE MEHMED VEHBİ TRABZONÎ (1853-1922)

"Hilye-i Şerif". Muhakkak sülüs ve nesih hat ile yazılı. 41x29 cm. Eserin iç tezyinatı zerederzer üslubunda Şükrü Baba tarafından tezhiplenmiştir. Hicri 1306/ Miladi 1888 tarihli.

"Trabzon’da doğdu. İlk eğitimini memleketinde tamamladıktan sonra İstanbul’a giderek cami derslerine devam etti. Bu esnâda Üsküdar’daki Ayazma Mektebi’nin hüsn-i hat muallimi Seyyid İbrahim Edhem Efendi’den sülüs ve nesih meşkederek H. 1291/M. 1874 senesinde icâzet aldı.

Ulum-ı mütenevvi’a tahsilini tamamladıktan sonra müderrisin zümresine ilhâk olunarak taşra vilâyetlerinde neşr-i ilimle meşgul olmuş olan Emirzâde Seyyid Mehmed Vehbî Efendi’nin vefât tarihi ve medfeni tespit edilememiştir.

H. 1322/M. 1904 tarihli Delâ’ilü’l-hayrât’ı görülmüş olan Emirzâde Seyyid Mehmed Vehbî Efendi’nin, Antalya Müzesi’nde de Sultan Süleyman Cami’ne vakfedilmiş H. 1301/M. 1883-1884 tarihli Kur’an-ı Kerim’i vardır." 

Detaylar
Lot: 87 » Hat

MEHMED TAHİR EFENDİ (ö.1845)

Celi Sülüs hat ile " Takdîre ilâc eyleyemez olsa Eflatun, Elbetde olur her ne ise emr-i mukadder" yazılı, 40x68 cm. Nadir bulunur, sanat değeri yüksek , müzelik bir eserdir.

Seyyid Ahmed Efendi'nin oğlu olarak İstanbul'da doğdu. Tahsîli ve Mahmud Celâleddîn Efendi’ye ne zaman bağlandığı ve icâzet aldığı hakkında bir bilgi yoktur. Hâkkâkzâde hattı ile muhârrer Tezkîre-i Hattâtîn’de beyân edildiği üzere “celî yazıda üstâdına fâ’ik” olduğundan, şehzâdelik zamanında Sultan Abdülmecîd’e hüsn-i hat dersleri vermiş ve cülûsundan sonra da “mu‘allim-i hatt-ı sultânî” ünvânını elde ettiği gibi, Nur-ı Osmaniye Cami’nin hitabet hizmetine tayin edilmiştir. Bu hal üzere iken H. 1262/M. 1846'da vefat ederek, Eyüp’te, Kırkmerdiven mevki’nde Hâkim Kutbeddîn Mektebi civârına defnedilmiştir. Ancak bugün mezartaşı mevcut değildir.

Detaylar
Lot: 88 » Hat

MEHMED TAHİR EFENDİ (ö.1845)

Celi Sülüs Levha. Ketebeli. 34x41 cm. Hud Suresi 88.ayet yazılı. "Başarım Ancak Allahtandır. Ona Güvenir Ona Yönelirim." Nadir bulunur, sanat değeri yüksek , müzelik bir eserdir.

Seyyid Ahmed Efendi'nin oğlu olarak İstanbul'da doğdu. Tahsîli ve Mahmud Celâleddîn Efendi’ye ne zaman bağlandığı ve icâzet aldığı hakkında bir bilgi yoktur. Hâkkâkzâde hattı ile muhârrer Tezkîre-i Hattâtîn’de beyân edildiği üzere “celî yazıda üstâdına fâ’ik” olduğundan, şehzâdelik zamanında Sultan Abdülmecîd’e hüsn-i hat dersleri vermiş ve cülûsundan sonra da “mu‘allim-i hatt-ı sultânî” ünvânını elde ettiği gibi, Nur-ı Osmaniye Cami’nin hitabet hizmetine tayin edilmiştir. Bu hal üzere iken H. 1262/M. 1846'da vefat ederek, Eyüp’te, Kırkmerdiven mevki’nde Hâkim Kutbeddîn Mektebi civârına defnedilmiştir. Ancak bugün mezartaşı mevcut değildir.

Detaylar
Lot: 89 » Hat

BEŞİKTAŞLI NURİ (1865-1951)

Celi Sülüs Levha. Ketebeli. Hicri 1307 / M.1889 tarihli. 93x72 cm . Tezhib: Feyza Şen / Mihela Alpayer. Meşhur hattatın sanat kalitesi yüksek, dev ebatlı ve müzelik bir eseridir.

"Sırr-ı aşkı duydı Yemlîha olub lâl ü hâmûş
Mekselînâ oldı hem-râz-ı mezâyâ-yı sürûş
Bâde-yi tevhîdi Mislînâ'ya işrâb itdiler
Bî-tekellüf içdi Mernûş u Debernûş Şâzenûş
Cür'a kalmışdı meğer câm-ı Kefeştetayyuş'dan
Kâse-lîs-i bezm olub Kıtmîr dahi kalmadı boş"

 

"Harf inkılâbı ile büyük bir darbe yemiş olan Türk hat san‘atının Cumhuriyet nesillerine intikalinde fevkalade hizmet görmüş olan Nûrî Korman, şüphesiz zamanının en önemli hattatlarından biri idi. Aklâm-ı sitteyi ilk olarak rüşdî tahsîli esnasında hademe-i hümâyûndan Süleyman Efendi’den - İbrahim Alâ’eddîn Bey’den mücâzdır – meşkeden Nûrî Korman, bilâhare Zülüflü Baltacılar imâmı Mehmed Şevkî Efendi’nin talebesinden Nevşehirli Osmân Efendi’ye devam ederek H. 1299/M. 1882 senesinde icâzet almıştır. 

 

Ertesi sene tekemmül için İbrahim Alâ’eddîn Bey’den meşk almaya başlayan Nûrî Korman, hocasının rahatsızlığı nedeniyle H. 1305/M. 1888 senesinde bu kere Muhsinzâde Abdullah Bey’e bağlanmış onsekiz sene hânesine devam ettikten sonra icâzetine na’il olmuştur. Hatta bir gün hocası ile beraber yemek yerken, oğullarına hitâben “Siz neslimden geldiniz. Nûrî eserimden geldi. Benim nâmımı ibka edecek odur.” diyerek, Nûrî Korman’ı taltîf ettiği dahi menkûldür. 

Ayrıca Mehmed Zekî Dedeefendi’den ta’lik dersleri almışsa da, Süleymaniye Kütüphânesi’ndeki H. 1349/M. 1930/1931 tarihli matbu levhâ(Db. no: 588) ve H. 1367/M. 1947 tarihli kıt‘ası dışında bu kalemdeki âsârına tesâdüf edilmemiştir. 

 

Asıl şöhretini borçlu olduğu aklâm-ı sittede Hâfız Osman’ın yolundan ilerlemiş olan Nûrî Korman, bir hayli eser vermiş olduğu celî sülüste ise Mustafa Râkım Efendi’nin ve Kazasker Mustafa İzzet Efendi etkilerini barındıran şahsına münhasır bir şiveye sahipti. Müsenna istif ve tertîblerle de ilgilenmiş olan hattatın, hayatı boyunca ayrılmadığı Beşiktaş’taki Yahya Efendi Kabristânı’nda bir hayli mezartaşı kitâbesinde imzası bulunmaktadır.   "

Detaylar
Lot: 90 » Hat

SUFİZADE HASAN VEFA (ö.1922)

Talik hat ile Muallim Naci Naat-ı Şerifi yazılı, imzalı, Hicri 1313/ Miladi 1896 tarihli, 60x90 cm. Meşhur hattatın sanat kalitesi yüksek, dev ebatlı , nadir ve yüksek kondüsyonlu müzelik bir eseridir.

"Arz-ı ta’zîm eylemez mi âlem-i imkân sana

Arz-ı ta’zîm etti Allah-ı azîmü’ş-şân sana

 

Nûr-ı îmândır nücûmundan dem-â-dem berk uran

Âsmân etmiş hezârân kalb ile îmân sana

 

Fazl-ı bî-pâyânının bürhân-ı bî-pâyânı var

Var mı ulviyyât içinde olmayan bürhân sana

 

 Hüsn-i Kur’ân’ı görür insân olur hayrân sana

Dest-i kudretle yazılmış hilyedir Kur’ân sana

 

 Dil esîrin olduğu günden beri âzâdedir

Mâsivâya bağlanır mı bağlanan vicdân sana"

 

"Sofîzâde Hasan Vefâ Efendi, Hâlvetî Târikatı’nın Sünbülî şubesinin meşâyihinden olup Kocamustafapaşa civârındaki Hacı Evhâd Tekkesi’nin post-nişîni idi. H. 1336/M. 1918’den sonra vefât ederek, mezkur tekkenin hazîresine defnedilmişse de mezarı mevcud değildir."

 

Detaylar
Lot: 91 » Hat

KAMİL AKDİK (1861-1941)

Celi Sülüs Levha, ketebeli, "Allah başarının sahibidir ve O en iyi dosttur", Hicri 1351/Miladi 1933 tarihli, 53x64 cm. Yazı kalitesi, ebadı ve muhteşem kondüsyonu ile müzelik bir eserdir.

"Hat tarihinde zaman zaman kıdem ve dirayetiyle önde gelen hattatlara verilmesi mûtat olan ‘'Reîsülhattâtîn'' (Hattatların Başı) unvanı son olarak 21 Ağustos 1915'te Kâmil Efendi'ye tevcih edilmiştir.Kâmil Akdik disiplinli hayatı ve perhize dikkat etmesi sebebiyle uzun süren ömrünün sonlarında bile el titremesi ve görme bozukluğu gibi sıkıntılar çekmeden seçkin eserler bırakmıştır.

Dîvân-ı Hümayûn'daki resmî vazifesi esnasında divânî, celî-dîvânî veya rık'a hatlarıyla yazdığı menşur, berat, muâhedenâme, tasdiknâme gibi evrak dışında, yazı hocası olarak hazırladığı meşk'ler de pek çoktur. Ayrıca sülüs-nesih kıtalar, murakka'lar (yazı albümleri), hilye ve levhalar, kitabeler, bazı sûre ve cüzlerden başka birde Mushaf yazmıştır.Eski hattatların eserlerinden meydana gelen kıymetli hat koleksiyonu ölümünden sonra Topkapı Sarayı Müzesi'nce satın alınmıştır."

Detaylar
Lot: 93 » Hat

ŞEKERZÂDE SEYYİD MEHMED. (ö.1753)

Sülüs Karalama. İmzalı. 27x35 cm. Meşhur hattatın nadir ve sanat kalitesi yüksek , müzelik bir eseridir.

"Manisa’da şekerci esnafında Abdurrahmân Efendi’nin oğlu olarak doğdu. Babasına nisbetle “Şekercizâde” nâmı ile meşhur olmakla beraber eserlerine “Şekerzâde” ismiyle ketebe koymuş olduğundan, hattatlar arasında künyeyle anılmaktadır. Tahsîlini memletinde tamamladıktan sonra İstanbul’a giderek medrese eğitimine başladı. Bu esnâda hüsn-i hatta alâka duyarak İbrahim Kırımî’den aklâm-ı sitte meşketti. Bilâhare tekemmül için Yedikuleli Seyyid Abdullah Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını yeni baştan yazarak icâzetine nâil oldu. 

"Hüsn-i hatta ve bilhassa hatt-ı nesihte gösterdiği mahâret ve eslâfın eserlerinden ilhâm alarak geliştirdiği şive ile kısa zamanda fevkalade bir mertebeye ulaşarak, zamanın sanat çevrelerinde büyük takdir ve alaka görmeye başladı. Nitekim Sultan 3. Ahmed'in dikkatini çekmekle, Şeyh Hamdullah’ın yazıp Ravza-i Mutahhara’ya hediye ettiği Kur’an-ı Kerîm’i istinsâh etmekle görevlendirildi. 1729 yılında Surre-i Hümâyun ile kutsal topraklara giderek Hac vazifesini ifâ ettikten sonra Medine’de kalarak vazîfesini yerine getirdi.

 

Sanat yaşamı boyunca çok sayıda mushâf, murakka’ ve kıt‘a yazmış olup günümüze intikal edebilmiş olanlar, hâlen dünyanın ve Türkiye’nin önemli müze ve koleksiyonlarını süslemektedir. Bilhassa hatt-ı nesihte fevkalade kudretli bir ele sahip idi. Nitekim İkbâline vesile olan Şeyh Hamdullah'ı takliden yazdığı Kur’an-ı Kerîm, Osmanlı tarihinin matba’ada basılan ilk  mushâf-ı şerifi olmuş ve üst düzey devlet adamlarına hediye edilmek üzere Sultan Abdülazîz’in emriyle, H. 1291/M. 1874 yılında Matba’a-i Osmaniye’de taşbasma olarak âharlı kâğıda basılmıştır. " (Kaynak: KETEBE.ORG)

Detaylar
Lot: 94 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Sülüs Nesih Kıta. 35x40 cm. Ketebeli. Sülüs ilk ve son satırda ebced tekerlemesi, ortadaki iki nesih satır yazıda Kaside-i Bürde'nin ilk dört satırı yazılı. Meşhur hattatın yazı kalitesi yüksek, muhteşem kondüsyonda koleksiyonluk bir eseridir.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

Detaylar
Lot: 95 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Sülüs Nesih Kıta. 31x39 cm. İsmail Zühdi'nin yazısından nakil. Hadis-i Şerifler yazılı. "Aşk büyük insanların özelliğidir." Meşhur hattatın yazı kalitesi yüksek, muhteşem kondüsyonda, koleksiyonluk bir eseridir.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

Detaylar
Lot: 97 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Sülüs Nesih Kıta. İmzalı. Hicri 1367 / m. 1947 tarihli. 34x42 cm. "Nebi (sav) şöyle buyurdu: Bazı insanlar Allah'ın malına haksız şekilde üşüşüyorlar. Onlar kıyamette ateşe gireceklerdir." Not: Hattatın yazı kalitesi yüksek, mükemmel kondüsyonda ve müzeli

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

Detaylar
Lot: 98 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Sülüs Nesih Hadis-i Şerif yazılı. Hicri 1367 / m.1947 tarihli. İmzalı. 32x43 cm (Hicri 1362 tarihli Mehmed Nuri Efendi hattından naklen yazılı). Meşhur hattatın sanat değeri yüksek, yazı kalitesi ve kondüsyon bakımından koleksiyonluk bir eseridir.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

Detaylar
Lot: 100 » Hat

MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)

Sülüs Nesih Kıta. İmzalı. 35 x 40 cm. Hicri 1367 / m. 1947 tarihli. "Rabbi Yessir Duası ve Hurufat Meşki" yazılı.

"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”

Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...

Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.

Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."

Detaylar
Lot: 109 » Hat

ALİ TOY

Makili-Küfi Hat ile" MAŞAALLAH" yazılı, imzalı, 2009 tarihli, 70x70 cm.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Detaylar
Lot: 110 » Hat

ALİ TOY

Celi Talik Fatiha Suresi. İmzalı, 2001 tarihli, 80x62 cm.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Detaylar
Lot: 111 » Hat

ALİ TOY

"Edeb Ya Hu". İmzalı. 2006 tarihli. 30 x 70 cm.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Detaylar
Lot: 112 » Hat

ALİ TOY

Tuğra formunda "Besmele". İmzalı. Hicri 1418/ Miladi 1997 tarihli. 60x72 cm. Hicri 1428 tarihli.

"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.

Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.

 2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."

Detaylar
Lot: 113 » Hat

CEVAD HURAN

Celi Sülüs hat ile hadis-i şerif yazılı, imzalı, "Rütbelerin en üstünü ilim rütbesidir", Hicri 1432/Miladi 2011 tarihli, 80 x 80 cm.

"1977’de İran’da doğdu.1998-2002’de İran’da hattat Hakim GANNAM’ın yanında Sülüs çalışmalarına başladı.Daha sonra Hattat Mehmed ÖZÇAY’ın yanında hat çalışmak üzere Istanbul’a geldi.Sülüs meşklerini bir yılda tamamladı ve Hattat Muhammed ÖZÇAY’ın yanında Celi Sülüs eğitimi görmeye devam etti.2005 Kasım ayında İRCİCA’da yapılan İcazet töreninde Hattat Mehmed ÖZÇAY’dan Sülüs icazetini aldı.Halen İstanbul’da hat çalışmalarına devam etmektedir.

ÖDÜLLER:

1-2004 İstanbul 6.Uluslararası hat yarışması Sülüs dalında 1.’lik ödülü.

2-2004 İstanbul 6.Uluslararası hat yarışması Celi Sülüs dalında 1.’lik ödülü.

3-2005 Antik A.Ş Hilye-i Şerife yarışması Celi-Sülüs,Sülüs-Nesih dalında 1.’lik ödülü.

4-2005 Albaraka Türk Uluslar arası hat yarışması özel ödülü.

5-2005 Albaraka Türk Uluslar arası hat yarışması Sülüs dalında 2.’lik ödülü.

6-2012 İstanbul Uluslar arası 1. Hilye-i Şerife yarışması özel ödülü.

7-2015 İstanbul Uluslar arası 2. Hilye-i Şerife yarışması özel ödülü."

Detaylar
Lot: 114 » Hat

FERHAD KURLU

Tuğra formunda Kelime-i Tevhid, imzalı, hicri 1425 tarihli, 55x65 cm.

ALDIĞI ÖDÜLLER

1- IRCICA 5.milletlerarası hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

2- IRCICA 6. milletler arası hat yarışması sülüs 1. mansiyon.

3- Antik aş. Hilye-i şerife hat yarışması celi-sülüs, sülüs, nesih 1.lik.    Ödülü

4-Kültür Bakanlığı 13. devlet hat yarışması başarı ödülü.

5- Albarakatürk Özel Finans Kurumu hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

6-Albarakatürk özel finans kurumu hat yarışması sülüs 1.lik ödülü.

7-Caizetül-bürdeh hat yarışması(UAE) 2.lik ödülü.(Bu yarışmda birincilik ödülü verilmemiştşr.) 

8-Şarika emirliği hat buluşması celi-sülüs birincilik ödülü.(nisan 2008)

9-IRCICA 8.milletler arası hat yarışması celi-talik mansiyon ödülü

10-Cezayir milletler arası hat buluşması 2.lik ödülü (Haziran2010)

11-16.Devlet süsleme sanatları müsabakası hüsn-ü hat başarı ödülü.(Mayıs 2011)

Detaylar
Lot: 115 » Hat

MUSTAFA CEMİL EFE

Hilye-i Şerif ve Meşk, imzalı, hicri 1426 tarihli, 50x38 cm.

"1979 yılında Ankara’da doğdu.İlk ve orta tahsilini Ankara’da tamamladı. 1993 yılında Konya’ya yerleşti. Lise tahsilini Konya İmam Hatip Lisesinde bitirdi. Hüsn-i Hat eğitimine Rika dersleri ile başladı. 2005 yılında Selçuk Üniversitesi Geleneksel Türk Sanatları Bölümü Hat Ana Sanat Dalı’nı kazandı. 2008-2009 eğitim öğretim yılında Fakülte üçüncüsü ve bölüm ikincisi olarak mezun oldu. Aynı yıl Prof. Dr. Fevzi Günüç’ten Sülüs-Nesih yazı icazeti aldı. Türkiye, Japonya, Nijerya, Vatikan, İran, Suriye, Irak, Sırbistan, Amerika Birleşik Devletleri başta olmak üzere bir çok ülkede yüz'den fazla ulusal ve uluslararası sergide eserleri ile yer aldı.

Profesyonel olarak grafikerlik ve görüntü yönetmenliği de yapan sanatçı, aynı zamanda edebiyat dergilerinde editörlük ve yazarlık da yapmaktadır. Altı yıldır Yedi iklim dergisinde bir seri halinde hattatların biyografik hayat hikayelerini hazırlayarak  sanatseverlerin beğenisine sunmuştur. Üsküdar’da bulunan atölyesinde hem yeni sanatkarlar yetiştirmeye çalışmakta ve hem de çalışmalarına devam etmektedir."

Detaylar
Lot: 116 » Hat

Prof. FEVZİ GÜNÜÇ (1956-2013)

Muhakkak Hat ile Besmele, imzalı, hicri 1425, 48X98 cm.

"1956 yılında Konya’da doğdu. Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nden 1979 yılında mezun olduktan sonra Mevlana Müzesi’nde asistanlık yapmaya başladı. 1982 yılında Hüseyin Kutlu’dan sülüs ve nesih yazılarını meşke başladıktan bir müddet sonra fahri olarak Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde hat dersleri vermeye başladı.

1986’da müzeden ayrılarak Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nde hüsn-i hat okutmanı olarak çalışmaya başladı. 1987 yılında yüksek lisans eğitimini, 1991 yılında da “XV.-XX. YY. Arasında Osmanlı Dini Mimarisinde Celi Sülüs Hat Uygulama ve Teknikleri” adlı teziyle doktorasını tamamladı.

1993’te Hüseyin Kutlu’dan sülüs ve nesihten icazet aldı. Aynı sene yardımcı doçent, 2002 yılında doçent oldu. 2003-2005 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin dekanlığına vekalet etti. 2005 yılında Güzel Sanatlar Fakültesi GTES bölüm başkanlığına getirildi. 2007 yılında da profesör unvanını aldıktan sonra Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı’na tayin edildi. Her iki görev de uhdesinde iken 22 Nisan 2013 tarihinde vefat etti.   "

Detaylar
Lot: 117 » Hat

MUSTAFA BEKİR PEKTEN (1913-1994)

Sülüs Nesih Hat, RİKKAT KUNT tezhipli , 42*42 cm, "Allah(cc)-Muhammed(as)-Ali(ra)" ve Ayeti Kerime yazılı, ketebeli, Hicri 1399/ M.1978 tarihli

"Kayseri Beyi’nin sancakdârlarından olan dedesine nisbetle “Sancakdâroğlu” künyesiyle tanınan tüccârdan Mehmed Efendi ile Emine Hanım’ın oğlu olarak H. 1331/M. 1913 yılında İstanbul, Sirkeci’de doğdu. (Ağustos ayında doğmuştur) Âşiyan Mekteb-i İbtidâ’îsi’nde başladığı eğitimine, daha sonra Reşid Paşa İlkokulu’nda devam etti. Ancak babasının isteği ile 1926 yılında beşinci sınıfta iken öğrenimini bıraktı. Bir müddet babasının mâ’iyetinde ticâret, oto radyatör tamirciliği ve yedek parça işi ile uğraştı. Babasının vefâtından sonra işlerini devralarak, nakliyecilik ve kereste ihrâcâtı ile meşgul oldu. Emekli olup işlerini tasfiye ettikten sonra kendisini tümüyle yazıya hasredip bu hâl üzere iken 1994 yılında vefât etti. "

Detaylar
Lot: 118 » Hat

MUSTAFA BEKİR PEKTEN (1912-1994)

Celi Sülüs "Allah Muhammed" yazılı, hicri 1401/ m.1980 tarihli, imzalı, 57x57 cm.

"Kayseri Beyi’nin sancakdârlarından olan dedesine nisbetle “Sancakdâroğlu” künyesiyle tanınan tüccârdan Mehmed Efendi ile Emine Hanım’ın oğlu olarak H. 1331/M. 1913 yılında İstanbul, Sirkeci’de doğdu. (Ağustos ayında doğmuştur) Âşiyan Mekteb-i İbtidâ’îsi’nde başladığı eğitimine, daha sonra Reşid Paşa İlkokulu’nda devam etti. Ancak babasının isteği ile 1926 yılında beşinci sınıfta iken öğrenimini bıraktı. Bir müddet babasının mâ’iyetinde ticâret, oto radyatör tamirciliği ve yedek parça işi ile uğraştı. Babasının vefâtından sonra işlerini devralarak, nakliyecilik ve kereste ihrâcâtı ile meşgul oldu. Emekli olup işlerini tasfiye ettikten sonra kendisini tümüyle yazıya hasredip bu hâl üzere iken 1994 yılında vefât etti. "

Detaylar
Lot: 119 » Hat

FERHAD KURLU

Celi Sülüs Beyit , hicri 1422, imzalı, 33x52 cm, "Adli fâruki ile pertev-i feşânısın Yâ Ömer / İlm-i sübhân nâss-ı furkân mahz-ı şânsın Yâ Ömer" Tezhib: Fulya Saatçioğlu imzalı ,2002

ALDIĞI ÖDÜLLER

1- IRCICA 5.milletlerarası hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

2- IRCICA 6. milletler arası hat yarışması sülüs 1. mansiyon.

3- Antik aş. Hilye-i şerife hat yarışması celi-sülüs, sülüs, nesih 1.lik.    Ödülü

4-Kültür Bakanlığı 13. devlet hat yarışması başarı ödülü.

5- Albarakatürk Özel Finans Kurumu hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

6-Albarakatürk özel finans kurumu hat yarışması sülüs 1.lik ödülü.

7-Caizetül-bürdeh hat yarışması(UAE) 2.lik ödülü.(Bu yarışmda birincilik ödülü verilmemiştşr.) 

8-Şarika emirliği hat buluşması celi-sülüs birincilik ödülü.(nisan 2008)

9-IRCICA 8.milletler arası hat yarışması celi-talik mansiyon ödülü

10-Cezayir milletler arası hat buluşması 2.lik ödülü (Haziran2010)

11-16.Devlet süsleme sanatları müsabakası hüsn-ü hat başarı ödülü.(Mayıs 2011)

Detaylar
Lot: 120 » Hat

MERYEM NEVRUZİ

Muhakkak hat ile Fatiha Suresi yazılı,imzalı, Hicri 1439/Miladi 2018 tarihli, 65x47 cm.

" 1986 yılında İran'da doğdu. Üniversite tahsilini Kerec Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Dizayn Bölümünde yaptı. Sülüs hattında icazetini Hasan Çelebi ve Davut Bektaş hocadan aldı. Hafız Osman adına düzenlenen 10.uluslararası hat yarışmasında sülüs yazı dalında ikincilik ödülünü kazandı. İran'da bir çok yarışmada ödül aldı. 2010 yılında görsel sanatlar dalında yılın genç sanatçısı seçildi. Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Fas, Malezya, İspanya ve Fransa da çeşitli sergilere katıldı. Çalışmalarına İstanbul'da devam etmektedir. "

Detaylar
Lot: 121 » Hat

MACİD AYRAL (1891-1961)

Celi Talik yazı ile Sadi'nin Hz.Peygamber ile ilgili beyiti yazılı. Ketebeli. Ebru: Mustafa Düzgünman. 26x45 cm. Hicri 1376 / Miladi 1956 tarihli.

"Çeşm-i bedet dur ey bedii şemayil
Mahı meno şemii cemi miri kebail"

"Kötü göz senden uzak olsun ey iyi yüz
 Ey benim ayım toplumun mumu kabilelerin reisi"

 

"Türk hat san‘atının büyük bir buhran yaşadığı geçtiğimiz yüzyılın en ma’rûf hattatlarından biri olan Mâcid Ayral, hüsn-i hattaki kudreti ve imzasız yazıların kime ait olduğunu, tarihi ve dönemine kadar tefrîk edebilecek kadar derin hat bilgisi ile hattâtîn meyânında da bir hayli mu’teber olmuştu. Nitekim Bâb-ı Âlî Caddesi’ndeki yazıhânesi zamanın önde gelen hattatlarının biraraya gelerek, hüsn-i hat sohbetleri yaptıkları bir mahfil hâline gelmişti. 

1953 senesinde emekli olduktan sonra Ankara’dan İstanbul’a dönerek, Güzel San‘atlar Akademisi’nde ve Süheyl Ünver’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde kurduğu nakkaşhanede talebeye hüsn-i hat dersleri vermiş olan Mâcid Ayral, yazı tarifindeki açıklığı ve meşk yazımındaki kabiliyeti ile tâlibân meyânında da bir hayli rağbet görmüştür. Hatta bu şöhreti sınırları dahi aşmış, Irak’dan aldığı davet üzerine gittiği Bağdat’daki mesâ’îsi esnâsında da bir hayli şâkird yetiştirmiştir."(Alıntı: İsmail Orman)

Detaylar
Lot: 124 » Hat

CEVAD HURAN

Celi Divani Besmele, Hicri 1427 tarihli, imzalı, 85 x 93 cm , Tezhib: Beyza Tuna

"1977’de İran’da doğdu.1998-2002’de İran’da hattat Hakim GANNAM’ın yanında Sülüs çalışmalarına başladı.Daha sonra Hattat Mehmed ÖZÇAY’ın yanında hat çalışmak üzere Istanbul’a geldi.Sülüs meşklerini bir yılda tamamladı ve Hattat Muhammed ÖZÇAY’ın yanında Celi Sülüs eğitimi görmeye devam etti.2005 Kasım ayında İRCİCA’da yapılan İcazet töreninde Hattat Mehmed ÖZÇAY’dan Sülüs icazetini aldı.Halen İstanbul’da hat çalışmalarına devam etmektedir.

ÖDÜLLER:

1-2004 İstanbul 6.Uluslararası hat yarışması Sülüs dalında 1.’lik ödülü.

2-2004 İstanbul 6.Uluslararası hat yarışması Celi Sülüs dalında 1.’lik ödülü.

3-2005 Antik A.Ş Hilye-i Şerife yarışması Celi-Sülüs,Sülüs-Nesih dalında 1.’lik ödülü.

4-2005 Albaraka Türk Uluslar arası hat yarışması özel ödülü.

5-2005 Albaraka Türk Uluslar arası hat yarışması Sülüs dalında 2.’lik ödülü.

6-2012 İstanbul Uluslar arası 1. Hilye-i Şerife yarışması özel ödülü.

7-2015 İstanbul Uluslar arası 2. Hilye-i Şerife yarışması özel ödülü."

Detaylar
Lot: 125 » Hat

MERYEM NEVRUZİ

Fatiha Suresi, hicri 1435 tarihli, 90x65 cm, imzalı.

" 1986 yılında İran'da doğdu. Üniversite tahsilini Kerec Güzel Sanatlar Üniversitesi Grafik Dizayn Bölümünde yaptı. Sülüs hattında icazetini Hasan Çelebi ve Davut Bektaş hocadan aldı. Hafız Osman adına düzenlenen 10.uluslararası hat yarışmasında sülüs yazı dalında ikincilik ödülünü kazandı. İran'da bir çok yarışmada ödül aldı. 2010 yılında görsel sanatlar dalında yılın genç sanatçısı seçildi. Türkiye, İran, Suudi Arabistan, Fas, Malezya, İspanya ve Fransa da çeşitli sergilere katıldı. Çalışmalarına İstanbul'da devam etmektedir. "

Detaylar
Lot: 126 » Hat

Prof. FEVZİ GÜNÜÇ (1956-2013)

Celi Sülüs İstif, imzalı, "Gel Keyfim Gel", Hicri 1427/Miladi 2006 tarihli, 66 x 88 cm.

"1956 yılında Konya’da doğdu. Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nden 1979 yılında mezun olduktan sonra Mevlana Müzesi’nde asistanlık yapmaya başladı. 1982 yılında Hüseyin Kutlu’dan sülüs ve nesih yazılarını meşke başladıktan bir müddet sonra fahri olarak Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde hat dersleri vermeye başladı.

1986’da müzeden ayrılarak Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nde hüsn-i hat okutmanı olarak çalışmaya başladı. 1987 yılında yüksek lisans eğitimini, 1991 yılında da “XV.-XX. YY. Arasında Osmanlı Dini Mimarisinde Celi Sülüs Hat Uygulama ve Teknikleri” adlı teziyle doktorasını tamamladı.

1993’te Hüseyin Kutlu’dan sülüs ve nesihten icazet aldı. Aynı sene yardımcı doçent, 2002 yılında doçent oldu. 2003-2005 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin dekanlığına vekalet etti. 2005 yılında Güzel Sanatlar Fakültesi GTES bölüm başkanlığına getirildi. 2007 yılında da profesör unvanını aldıktan sonra Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı’na tayin edildi. Her iki görev de uhdesinde iken 22 Nisan 2013 tarihinde vefat etti.   "

Detaylar
Lot: 202 » Hat

AHMED ŞÜKRİ EFENDİ (Bakkal Arif Talebesi)

Sülüs Nesih Kıta, imzalı, Hadisi-i Şerif yazılı, hicri 1318 tarihli, 20x30 cm, "Allah'tan sakının ve evlatlarınız arasında adil olun"

"Ahmed Şükri Efendi hüngar çavuşlarındandır.Terceme-i hali ve vefat tarihi malum olmayan hattatımızın bilinen eserlerinden güzel yazdığı anlaşılmaktadır.Çok nadir çıkan kıtalarından birinin ketebesinde Bakkal Arif'in talebesi olduğunu belirtmektedir."

Detaylar
Lot: 203 » Hat

Prof. FEVZİ GÜNÜÇ (1956-2013)

"Besmele-i Şerif". İmzalı, Hicri 1425 / Miladi 2005, 30 x 53 cm.

"1956 yılında Konya’da doğdu. Konya Yüksek İslam Enstitüsü’nden 1979 yılında mezun olduktan sonra Mevlana Müzesi’nde asistanlık yapmaya başladı. 1982 yılında Hüseyin Kutlu’dan sülüs ve nesih yazılarını meşke başladıktan bir müddet sonra fahri olarak Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nde hat dersleri vermeye başladı.

1986’da müzeden ayrılarak Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Bölümü’nde hüsn-i hat okutmanı olarak çalışmaya başladı. 1987 yılında yüksek lisans eğitimini, 1991 yılında da “XV.-XX. YY. Arasında Osmanlı Dini Mimarisinde Celi Sülüs Hat Uygulama ve Teknikleri” adlı teziyle doktorasını tamamladı.

1993’te Hüseyin Kutlu’dan sülüs ve nesihten icazet aldı. Aynı sene yardımcı doçent, 2002 yılında doçent oldu. 2003-2005 yılları arasında Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin dekanlığına vekalet etti. 2005 yılında Güzel Sanatlar Fakültesi GTES bölüm başkanlığına getirildi. 2007 yılında da profesör unvanını aldıktan sonra Güzel Sanatlar Fakültesi Dekanlığı’na tayin edildi. Her iki görev de uhdesinde iken 22 Nisan 2013 tarihinde vefat etti.   "

Detaylar
Lot: 204 » Hat

FERHAD KURLU

Sülüs Hat ile Besmele-i Şerif, imzalı, Hicri 1426/ Miladi 2006 tarihli, 28 x 56 cm.

ALDIĞI ÖDÜLLER

1- IRCICA 5.milletlerarası hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

2- IRCICA 6. milletler arası hat yarışması sülüs 1. mansiyon.

3- Antik aş. Hilye-i şerife hat yarışması celi-sülüs, sülüs, nesih 1.lik.    Ödülü

4-Kültür Bakanlığı 13. devlet hat yarışması başarı ödülü.

5- Albarakatürk Özel Finans Kurumu hat yarışması celi-sülüs 1.lik ödülü.

6-Albarakatürk özel finans kurumu hat yarışması sülüs 1.lik ödülü.

7-Caizetül-bürdeh hat yarışması(UAE) 2.lik ödülü.(Bu yarışmda birincilik ödülü verilmemiştşr.) 

8-Şarika emirliği hat buluşması celi-sülüs birincilik ödülü.(nisan 2008)

9-IRCICA 8.milletler arası hat yarışması celi-talik mansiyon ödülü

10-Cezayir milletler arası hat buluşması 2.lik ödülü (Haziran2010)

11-16.Devlet süsleme sanatları müsabakası hüsn-ü hat başarı ödülü.(Mayıs 2011)

Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 2
sonraki