"Peyzaj". İmzalı. Karton üzerine yağlıboya. 21x31 cm. * Yüksek Ressam/ Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.*Figürlü peyzajlarına çok nadir rastlanan sanatçının koleksiyon değeri yüksek göz alıcı eserlerindendir.
"1906 yılında Hüseyin Avni Lifij, Fransızca öğretmeni İskender Ferit Bey sayesinde Ayasofya'da mimari çizimler yapmakta olan Fransız mimar Henri Prost ile tanışır. Henri Prost, resimlerini Müze Müdürü Osman Hamdi Beye götürmesini önerince Pipolu Otoportre adlı resmini Osman Hamdi Bey’e götürüp göstermiştir. Bu sırada Osman Hamdi Bey, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Müdürü ve Güzel Sanatlar Akademisi adını alacak olan mektebin de başındadır. Avni Lifij’in tamamen doğal bir yetenek ve amatör bir ruhla yaptığı bu resmi beğenen Osman Hamdi Bey, bundan sonra yaptığı resimleri kendisine göstermesini ister.
1908’de Osman Hamdi Bey’in Paris’e göndermek istediği öğrenci adayları listesinde, Hüseyin Avni Lifij’in de adı ve “Pipolu Otoportre resmi vardır. Bu resim Abdülmecid Efendi’nin beğenisine sunulur."Kadehli-Pipolu Otorportre" sayesinde yurtdışında yetkin bir sanat eğitiminin, Avrupa'nın ve başarılı bir sanat hayatının kapıları Avni Lifij'e açılacaktır.
Nihayetinde Abdülmecid Efendi’nin de onayı ile Hüseyin Avni’ye Avrupa’nın kapıları açılmış olur. Bir yıl kadar Sanayi-I Nefise’de süren bir eğitimden sonra 1909 yılında Paris’e giderek “I’Ecole Nationale Speciale des Beaux-Art”dan kurları izleme belgesi alarak Cormon Atölyesi’nde resim çalışmalarına başlar. Bu atölyede kendisinden önce gelen veya sonra gelip kayıt olan İbrahim Çallı, Feyhaman Duran , Hikmet Onat, Nazmi Ziya Güran , Namık İsmail gibi ressamlarla birlikte Paris’te birçok faaliyetlerde bulunur. Cormnon’un atölyesine gelen Türk Ressamlarının pek çoğu izlenimci bir ressam olmaya meylederlerken kendisi daha çok simgeci ressamlara ilgi duymaya başlar. Bu nedenle Ressam Guillonnet ve Andre Lecomte Du Noüy ile dostluk kurarak serbest zamanlarında atölyelerine devam etti.
1912’de Paris’ten İstanbul’a dönmek zorunda kalmış ve İstanbul Sultanisi (İstanbul Erkek Lisesi)’nde resim öğretmeni olarak görev yapmaya başlamıştır. İki yıl sonra I. Dünya Savaşı çöıkmış Paris’te kalan diğer Türk ressamların hepsi de yurda geri dönmüşler ve Osmanlı Ressamlar Cemiyetini kurmuşlardır. Üstelik Paris’te eğitim gören bu ressamlar 1914 Çallı Kuşağı (Türk İzlenimcileri) olarak adlandırılacaklar ve H. A. Lifij de bu ressamlar içinde en yetenekli olanlardan birisi olarak dikkatleri çekeceklerdir.
1915'te Kandili İnas Sultanisi (Kandilli Kız Lisesi)'nde Fransızca öğretmenliği yapar. Paris’te Louvre Müzesi’nde Luca Giordano’nun “Mars ile Venüs” tablosunun Lifij tarafından yapılan kopyasının da bulunduğu koleksiyon Güzel Sanatlar Okulu’nda toplanarak; 1915 Ekim ayında sergilenir. 1916 yılı ilkbaharında 1. Galatasaraylılar Yurdu Resim Sergisi’ne iki resmi ile katılır. 1917 sonbaharında İstanbul'da Galatasaraylılar Yurdunda açılan "Savaş Resimleri ve Diğerleri" Sergisi'ne, 20 resim ile katılmıştır.
Bu sırada Enver Paşa’nın teşviki ile kurulan Şişli Atölyesine de resimler yaparak katılır. Şişli’de kurulan atölyede, Namık İsmail ve dönemin diğer ressamları, İbrahim Çallı, Feyhaman Duran , Hikmet Onat, Nazmi Ziya Güran , Hüseyin Avni Lifij, Sami Yetik', Şevket Dağ, Mehmet Ruhi Arel, Ali Sami Boyar gibi sanatçılar savaş konulu resimler yapmak üzere görevlendirilirler. Hüseyin Avni’de Şişli Atölyesi denilen bu atölyede savaş konulu bir çok resim yapacaktır.
Nitekim 1918’de Viyana'da sergilenen "Savaş Resimleri ve Diğerleri Sergisi"ne 18 resim ile katılır. İçinde sanatçının da beş eseri bulunan hükümete ait olan 56 adet tablo, Maarif Kurulunun 12. 3. 1921 tarihli mazbatası uyarınca "Resim Eserleri Koleksiyonu" tarafından alınır. Türk ressamlar Cemiyeti Tarafından düzenlenen 4. Galatasaray Resim Sergisi'ne üç resim ile ve aynı yıl kurulan Serbest "Resim Atelyesi"ndeki sergiye 7 poşad ve 1 eskizi ile dahil olmuştur.
1924’te Sanayi-i Nefise Mektebi Ali’si Tezyini Sanatlar öğretmenliğine atanır. Ölümüne kadar Sanayi-i Nefise Mektebi Ali’si Tezyiniye Muallimi olarak görevde kalır. Ancak bölümün ilk mezunlarını göremeden; 2 Haziran 1927’de Laleli’de Harikzedegan Apartmanı’ndaki odasında henüz 41 yaşında iken, hayata veda eder."
Share
Ask a question
Ask a question