ABDULLAH HAŞİM BEY (d.1861)

Celi Talik Kıta. "Haşim'ül Mekki" ketebeli. 32x59 cm. "Temennay-ı kabuleş darem ve danem ki na-ehlem/Meded Ya Ruh-ı Şah-ı Nakşibend ve Gavs-ı Geylani" yazılı.

"Asıl adı Abdullah Hâşim Bey'dir. Ahkar, şiirlerinde kullandığı mahlasıdır. 1278/1861 senesinde Tâ'if'te doğdu. Medîne-i Münevvere'de Hazîne-i Nebeviyye veznedarı olan Ali Rızâ Efendi'nin oğludur. Medine'de tahsilini tamamladı. 1297/1880 senesinde Hudeyde Muhasebe Kalemi mukayyidliğine ve daha sonra A'şâr kâtipliğine tayin olundu. Erzincanlı Hacı İzzet Paşa'nın ikinci defa Hicaz valiliği görevinde bulunduğu sırada dokuz ay kadar onun divan kâtipliğinde ve sonra da 1300/1883 senesinde Cidde Rüsumat Nezareti Sened-i Makbuz kitabetinde bulundu. Babasının beşinci ordu vezne müdiriyyetine tayininde onunla birlikte Şam'a giderek Ordu Tahrirat Kalemine devam etmekte iken babasının vefat etmesi üzerine İstanbul'a geldi. Burada Mülkiye Tekâ'üd Sandığı Tahrirat ve Muhasebe kalemlerinde çalıştı. 1302/1885 yılında Sadaret Şifre Kalemine ve birkaç ay sonra da Sadrazam Sa'îd Paşa'nın emriyle ve 200 kuruş maaş ile Sadaret Mektûbî Kalemine memur edildi. 1320/1902 yılında tedricen ûlâ sınıf-ı sanisi rütbesini kazandı. 1324/1906 yılında Müdür Muavini unvanı verildi. Şaban 1326/1908'de 4.000 kuruş maaşla Mektûbî Kalemi Müdür Muavin-i Evvelliğine atandı. Bir sene sonraki memuriyet düzenlemelerinde memuriyetinin unvanı Tahrirat Kalemi Birinci Şube baş kâtipliğine çevrildi ve maaşı da 2.000 kuruşa indirildi. 1330/1912'de görev yaptığı memuriyeti ortadan kaldırılınca emekliliğini istedi. Bir süre ücretle Düyûn-ı Umûmiyye'de görev verildi. Sonra buradaki bazı çalışanlarla birlikte onun da görevine son verildi. Son zamanlarında emekli maaşıyla geçinemeyerek zarurete düştü. Yere Batan semtindeki evini evvelce sattığından Bayezid Medresesi'nin bir odasında barındı. Sonra Ankara'ya kızının yanına gittiği ve orada vefat ettiği bildiriliyorsa da vefat tarihi bilinmemektedir.

İbnü'l-Emin'e göre şiirlerinde Ahkar mahlasını kullanan Abdullah Hâşim Bey'in güzel şiirleri vardır fakat bu şiirleri derleyip düzenleyememiştir. Türk, Arap ve Fars lisanlarında nazm ve nesre muktedir ayrıca hatt-ı ta'lîkte mahir iyi bir hattattı. Talik yazılarının altına "Ahkaru'l-Halk Hâşimü'l-Mekkî" şeklinde imza koyardı. Bazı garip hal ve hareketleri olan hüner erbabındandı (İnal 1988: 566). İki gazelini İbnü'l-Emin yayınladı." (Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü)