HAMİD AYTAÇ (1891-1982)

"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!" (Hud/112). 32 x 52 cm. Celi Sülüs İstif. Ketebeli. H.1390 /M.1970 tarihli. Tezhib: Dündar Tahsin AYKUTALP (1926-2013), imzalı. Çerçeveli : 52 x 72 cm. *Yazı kalitesi, tezyinatı ve nadiriyeti ile müzelik bir eserdir.

.. O, öyle mütevazı bir odada şâheserler yaratan bir dâhi san’atkârdı. Herşeyden alâkāsını kesmiş, yalnızca san’atına eğilmişdi. Kazâ rüzgarı kendisini Diyarbakır’dan, İstanbul’da yaşayan ünlüler arasına atmışdı. Önce üniversitede okumak istediyse de, geçim derdi geçit vemedi. Fakat onda öyle bir cevher vardı ki, Tanrı onun zihninde öyle bir kapı açdı ki, Diyarbakır’da öğrendiği yazı bilgisi geride kaldı. Zamanının en büyük ustalarıyla tanışdı ve sıcak, muntazam yazı dersi almadan onların arasına katıldı. Tanrı, onu bu iş için hazırlamışdı. Hâmid Bey kısa zamanda dev hattatlarla aynı va’dide yürümeye başladı. Bağdat’dan sonra İslâm yazısının merkezi olan İstanbul’da, seçkin bir makāma erdi ... 

O dünyayı yazılarıyla doldurdu desem, hata etmiş olmam. 1982’ye kadar yetişdirdikleri, bugün Türkiye’nin usta san’atkârları arasında olmakla birlikde, milletlerarası müsâbakālarda da birinciliklerini muhâfaza etmekdedirler. Öyle zannediyorum ki Allah, Hâmid Aytaç’a bu uzun ömrü, yazının Türkler’in elinde kalmasını temenni için vermişdir. Nitekim, “Kur’an Mekke’de doğdu, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı!” denmişdir. Ne garib tecellidir ki, aklâm-ı sitte yazılarının şahrâhını, hamd sözüyle Hamdullah açdı. Hâmid de, hamd ederek o büyüklerin yolunu sona erdirdi. Yirmi sene onu unutmayanlarda ve takib edenlerde. O ışıklı yolda yürüyenlere alkışlar. Nûr içinde yat, mekânın cennet olsun...

Prof. Dr. Ali Alparslan, Hattat Hâmid Aytaç Kitabı, s.87-89