17. Online Müzayede'de yer alan tüm eserler kurumumuz güvencesinde olup, resim ekspertizleri Yüksek Ressam / Restoratör BAYRAM KARŞİT tarafından yapılmıştır.
17. Online Müzayede 13 MART PAZAR günü saat 20:00'dan itibaren CANLI olarak devam edecektir. Her lotun ekranda kalma süresi 25 saniyedir. Lotlar sıra ile satışa çıkacak ve son 10 saniyede teklif gelmesi halinde her lot 20 saniye daha uzayacaktır.
Ödeme süresi müzayede bitiminden sonra 10 (on) iş günüdür. Açık arttırma sonrası "SATIŞ İPTALİ, CAYMA HAKKI, veya ALIMDAN VAZGEÇME" söz konusu değildir.Aksi halde hukuki işlem başlatılır ve cezai şartlar uygulanır.
Sayın koleksiyoner ve sanatseverler, eserlere pey vermek ve "Online Canlı Müzayede"ye katılmak için web sitemiz üzerinden üye olunuz. İlgilendiğiniz eserler ile ilgili olarak +905321715331 numaralı telefondan bilgi alabilir, Hüsrev Gerede Caddesi no: 52/2 Teşvikiye'deki adresimizde eserleri yakından inceleyebilir ve uzmanlardan bilgi alabilirsiniz.
EMİN BARIN (1913-1987)
Modern / Kufi Besmele. İmzalı. 68 x 44 cm.
Almanya’daki eğitimi esnâsında modern yazı teknik ve üslûpları üzerinde çalışmış olan Emin Barın, daha çok Latin harfleri ile oluşturulan modern kompozisyonlar ile diploma ve berât yazıları üzerine yoğunlaşmış idi. 1946 senesinde, tedâvüle çıkarılacak yeni madenî paraların yazıları, 1953 yılında tamamladığı Anıtkabir yazıları ile 1955’te yazdığı Yunus Emre’nin mezarındaki yazıları sanatının en olgun örnekleridir.
Öte yandan bir mimar arkadaşının ricâsı üzerine yazdığı kûfî besmele ile hocası Kâmil Akdik’e verdiği sözü yirmibeş yıl sonra yerine getirerek Osmanlı hat sanatında da eser vermeğe başlayan Emin Barın özellikle dîvânî ve kûfî yazıları üzerine yoğunlaşmış, Almanya’da aldığı grafik eğitimini Arap harflerine uygulayıp gelenek ile modernite arasında köprü kuran yeni ve çağdaş kompozisyonlar üretmiştir.
İstanbul’un 500. Fetih Yıldönümü kutlamaları kapsamında bazı kitâbeler hazırladığı gibi, Fâtih Dîvânı’nın basım çalışmalarına da iştirâk eden Emin Barın, Fatih Dîvânı için hazırladığı cildi ile 1958 senesindeki Brüksel Fuarı’nda birincilik ödülü aldığı gibi, bu cildi hazırladığı Akademi bünyesindeki cilt atölyesinde Türk cilt san‘atının canlandırılmasına hizmet etti.
Cild sanatı üzerine ulusal ve uluslararası bazı konferanslarda tebliğler veren Emin Barın, 1978’de Akademi’de, ertesi sene Ankara’daki İş Sanat Galerisi’nde ce 1983’te İstanbul’daki Garanti Bankası Galerisi’nde kişisel sergiler açtı. Yurtdışında da Malezya, Paris ve Almanya’da hat sergileri düzenledi.
MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)
"Sülüs Karalama". Ketebeli. 24 x 32 cm.
"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”
Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...
Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.
Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."
MACİD AYRAL (1891-1961)
Sülüs Nesih Kıta. Ketebeli. Hadis-i Şerifler yazılı. 33 x 56 cm.Hicri 1363 /M.1943 tarihli. "Sakın ashabıma kötü söz söylemeyin. Nefsim kudretinde olan Allah’a yemin olsun ki; sizden biriniz, Uhud Dağı kadar altın sadaka verse, ashabımdan birinin bir avuç (hurma) sadakasına ulaşamaz; yarısına dahi erişemez.”"
"Türk hat san‘atının büyük bir buhran yaşadığı geçtiğimiz yüzyılın en ma’rûf hattatlarından biri olan Mâcid Ayral, hüsn-i hattaki kudreti ve imzasız yazıların kime ait olduğunu, tarihi ve dönemine kadar tefrîk edebilecek kadar derin hat bilgisi ile hattâtîn meyânında da bir hayli mu’teber olmuştu. Nitekim Bâb-ı Âlî Caddesi’ndeki yazıhânesi zamanın önde gelen hattatlarının biraraya gelerek, hüsn-i hat sohbetleri yaptıkları bir mahfil hâline gelmişti.
1953 senesinde emekli olduktan sonra Ankara’dan İstanbul’a dönerek, Güzel San‘atlar Akademisi’nde ve Süheyl Ünver’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde kurduğu nakkaşhanede talebeye hüsn-i hat dersleri vermiş olan Mâcid Ayral, yazı tarifindeki açıklığı ve meşk yazımındaki kabiliyeti ile tâlibân meyânında da bir hayli rağbet görmüştür. Hatta bu şöhreti sınırları dahi aşmış, Irak’dan aldığı davet üzerine gittiği Bağdat’daki mesâ’îsi esnâsında da bir hayli şâkird yetiştirmiştir."(Alıntı: İsmail Orman)
ALİ TOY
Celi Talik hat ile "Allah bize yeter" yazılı. Ketebeli. 2007 tarihl. 64 x 85 cm. Çerçeveli Ebat: 80 x 101 cm.
"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.
Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.
2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."
KAMİL ÜLGEN (1886-1958)
"Mazini Unutma". Celi Talik Levha. Ketebeli. Hicri 1330 / M.1911 tarihli. 38 x 68 cm. Tezhib: Seniha Hasoğlu , 2006.
Süleymâniye Cami müezzinlerinden Osmân Efendi’nin oğlu olarak R. 1302/M. 1886’da Vezirköprü’nün Zeytun nahiyesinde doğdu. Üç yaşında İstanbul’a giderek ibtidâ’î ve rüşdî tahsîlini tamamladı. İdâdîden ayrılmak zorunda kalınca Nûr-ı Osmâniye Cami’ndeki meşkhânede Bakkal Ârif Efendi’nin derslerine devam ederek, sülüs ve nesihten icâzet aldı.
R. 1318/M. 1902 senesinde hulefâlıkla Harbiye Nezâreti’nde kâtibliğe başladı. Ertesi sene müsâbaka ile dördüncü sınıf kâtibliğe terfi eden Kâmil Ülgen, Sâmî Efendi’den başladığı ta’lik derslerini R. 1322/M. 1906 tamamlayarak, hocanın pek çok şâkirdinin de iştirak ettiği tantanalı bir cemiyetle icâzet aldı. R. 1323/M. 1907’de Ticâret Mekteb-i Â’lîsi’ne girip ertesi sene de Mekteb-i Hukuk’a geçti. R. 1328/M. 1912’de buradan mezun olduğu gibi, Harbiye Nezâreti’ndeki vazîfesinde de mümeyyizliğe yükseldi. Bu esnâda ilâve olarak Matba’a-i Askeriyye’nin hattatlığı da uhdesine verildi.
R. 1329/M. 1913 sonlarında Müdâfa’a-i Milliye Vekâleti Ordu Dâ’iresi’nde başladığı askerlik vazîfesine daha sonra Hukuk Müşâvirliği Kalemi’nde devam etti. Bu arada Dârü’t-tedrîs’in de hüsn-i hat mu’allimliğini ifâ etti. Millî Mücâdele’nin ilânı üzerine Ankara’ya giden Kâmil Ülgen, Büyük Millet Meclisi’nin açılışında bir müddet Meclis ve Vilâyet matbaalarının hattatlığını yaptı.
Daha sonra Askerî Dîvân-ı Temyîz’e ve ardından müşâvir muavini olarak Konya’da bulunan 5. Kolordu Kumândânlığı’na memur edildi. Ancak askerliğe alışamadığından senesi dolmadan istifâ etti. İstanbul’a giderek muhtelif matbaalarda hattat olarak görev aldıysa da, harf inkılâbının ilânından sonra bu işlere devam etme şansı kalmadı. Bunun üzerine Adliye Vekâleti’ne yaptığı başvuru sonunda 1930’da Akçaabat Savcılığı’na tayin edildi. Muhtelif adlî memuriyetlerinde bulunduktan sonra tekaüde ayrıldı. 16 Ekim 1958 târihinde vefât etti.
MACİD AYRAL (1891-1961)
Sülüs Nesih Kıta. Ketebeli. 32 x 41 cm. Hz.Ömer'den rivayet ile hadis-i şerif yazılı. "Allah konuşunca güzel konuşan susunca selamete eren kimseye merhamet etsin. Dil insanın her şeyidir."
"Türk hat san‘atının büyük bir buhran yaşadığı geçtiğimiz yüzyılın en ma’rûf hattatlarından biri olan Mâcid Ayral, hüsn-i hattaki kudreti ve imzasız yazıların kime ait olduğunu, tarihi ve dönemine kadar tefrîk edebilecek kadar derin hat bilgisi ile hattâtîn meyânında da bir hayli mu’teber olmuştu. Nitekim Bâb-ı Âlî Caddesi’ndeki yazıhânesi zamanın önde gelen hattatlarının biraraya gelerek, hüsn-i hat sohbetleri yaptıkları bir mahfil hâline gelmişti.
1953 senesinde emekli olduktan sonra Ankara’dan İstanbul’a dönerek, Güzel San‘atlar Akademisi’nde ve Süheyl Ünver’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde kurduğu nakkaşhanede talebeye hüsn-i hat dersleri vermiş olan Mâcid Ayral, yazı tarifindeki açıklığı ve meşk yazımındaki kabiliyeti ile tâlibân meyânında da bir hayli rağbet görmüştür. Hatta bu şöhreti sınırları dahi aşmış, Irak’dan aldığı davet üzerine gittiği Bağdat’daki mesâ’îsi esnâsında da bir hayli şâkird yetiştirmiştir."(Alıntı: İsmail Orman)
MACİD AYRAL (1891-1961)
Sülüs ve Nesih Ayet-i Kerime. Ketebeli. 27x50 cm. "İnnehu min Suleymâne ve-innehu bismi(A)llâhi-rrahmâni-rrahîm". «Mektup Süleyman'dandır, rahmân ve rahîm olan Allah'ın adıyla (başlamakta) dır. (Neml /30) Hicri 1360 /M.1941 tarihli.
"Türk hat san‘atının büyük bir buhran yaşadığı geçtiğimiz yüzyılın en ma’rûf hattatlarından biri olan Mâcid Ayral, hüsn-i hattaki kudreti ve imzasız yazıların kime ait olduğunu, tarihi ve dönemine kadar tefrîk edebilecek kadar derin hat bilgisi ile hattâtîn meyânında da bir hayli mu’teber olmuştu. Nitekim Bâb-ı Âlî Caddesi’ndeki yazıhânesi zamanın önde gelen hattatlarının biraraya gelerek, hüsn-i hat sohbetleri yaptıkları bir mahfil hâline gelmişti.
1953 senesinde emekli olduktan sonra Ankara’dan İstanbul’a dönerek, Güzel San‘atlar Akademisi’nde ve Süheyl Ünver’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde kurduğu nakkaşhanede talebeye hüsn-i hat dersleri vermiş olan Mâcid Ayral, yazı tarifindeki açıklığı ve meşk yazımındaki kabiliyeti ile tâlibân meyânında da bir hayli rağbet görmüştür. Hatta bu şöhreti sınırları dahi aşmış, Irak’dan aldığı davet üzerine gittiği Bağdat’daki mesâ’îsi esnâsında da bir hayli şâkird yetiştirmiştir."(Alıntı: İsmail Orman)
SEYYİD HÜSEYİN EFENDİ (ö.1806)
Sülüs - Nesih Hilye-i Şerife. Ketebeli. 65 x 47 cm. ( Çerçeveli Ebat: 90 x 72 cm) *Nadiriyeti , orijinal minyatürlü tezyinatı ve yazı kalitesi itibarı ile koleksiyonluk bir eserdir.
Bugün Yunanistan sınırları içinde kalan Elbasan’daki Murâdiyye Cami’nin imâmı Seyyid Mehmed Medenî Efendi’nin oğlu olarak orada doğdu. İlk yazı derslerini babasından aldıktan sonra İstanbul’a giderek, Kâtib Mehmed Efendi’nin himâyesine girdi. Onun dâiresindeki tahsîli esnâsında meşâhir-i hattâtînden Eğrikapılı Mehmed Râsim Efendi’den sülüs ve nesih meşkine gayret gösterdiyse de, hocasının vefâtı üzerine icâzetini Taş Mektebli Mustafa Râkım Efendi’den aldı.
Eğitimini tekmîl eyledikten sonra vüzerâ ve ricâle kitâbet hizmetleri ile iştigâl eden Hüseyin Efendi, ömrünü taşrada tükettikten sonra vefât etmişse de, tarihi ve medfeni tesbit edilememiştir. Öte yandan Tercümân Gazetesi Kütüphânesi’nde bulunan H. 1203/M. 1788-1789 senesinde nesihle istinsâh ettiği Muhyiddîn Efendi’nin Vefeyât-ı Fâtıma adlı eserinden anlaşıldığı üzere bu senelerde hayatta idi.
EMİN BARIN (1913-1987)
Divani Besmele. Ketebeli. 20 x 37 cm. "Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla".
Almanya’daki eğitimi esnâsında modern yazı teknik ve üslûpları üzerinde çalışmış olan Emin Barın, daha çok Latin harfleri ile oluşturulan modern kompozisyonlar ile diploma ve berât yazıları üzerine yoğunlaşmış idi. 1946 senesinde, tedâvüle çıkarılacak yeni madenî paraların yazıları, 1953 yılında tamamladığı Anıtkabir yazıları ile 1955’te yazdığı Yunus Emre’nin mezarındaki yazıları sanatının en olgun örnekleridir.
Öte yandan bir mimar arkadaşının ricâsı üzerine yazdığı kûfî besmele ile hocası Kâmil Akdik’e verdiği sözü yirmibeş yıl sonra yerine getirerek Osmanlı hat sanatında da eser vermeğe başlayan Emin Barın özellikle dîvânî ve kûfî yazıları üzerine yoğunlaşmış, Almanya’da aldığı grafik eğitimini Arap harflerine uygulayıp gelenek ile modernite arasında köprü kuran yeni ve çağdaş kompozisyonlar üretmiştir.
İstanbul’un 500. Fetih Yıldönümü kutlamaları kapsamında bazı kitâbeler hazırladığı gibi, Fâtih Dîvânı’nın basım çalışmalarına da iştirâk eden Emin Barın, Fatih Dîvânı için hazırladığı cildi ile 1958 senesindeki Brüksel Fuarı’nda birincilik ödülü aldığı gibi, bu cildi hazırladığı Akademi bünyesindeki cilt atölyesinde Türk cilt san‘atının canlandırılmasına hizmet etti.
Cild sanatı üzerine ulusal ve uluslararası bazı konferanslarda tebliğler veren Emin Barın, 1978’de Akademi’de, ertesi sene Ankara’daki İş Sanat Galerisi’nde ce 1983’te İstanbul’daki Garanti Bankası Galerisi’nde kişisel sergiler açtı. Yurtdışında da Malezya, Paris ve Almanya’da hat sergileri düzenledi.
KEMAL BATANAY (1893-1981)
Talik Levha."Muvaffakiyet ancak Allah'tandır" .Ketebeli. Hicri 1375 / M.1955 tarihli. 19 x 44 cm.
KAMİL AKDİK (1861-1941)
Nesih Hat Levha. Hz.Peygamber'e methiye içerikli şiir yazılı. Ketebeli.1937 tarihli. 52 x 40 cm. Tezhib: Dr. SÜHEYL ÜNVER , imzalı, 1938 tarihli. *Yazı kalitesi, kondüsyonu ve nadiriyeti ile müzelik bir eserdir.
HAMİD AYTAÇ (1891-1982)
"Emrolunduğun gibi dosdoğru ol!" (Hud/112). 32 x 52 cm. Celi Sülüs İstif. Ketebeli. H.1390 /M.1970 tarihli. Tezhib: Dündar Tahsin AYKUTALP (1926-2013), imzalı. Çerçeveli : 52 x 72 cm. *Yazı kalitesi, tezyinatı ve nadiriyeti ile müzelik bir eserdir.
.. O, öyle mütevazı bir odada şâheserler yaratan bir dâhi san’atkârdı. Herşeyden alâkāsını kesmiş, yalnızca san’atına eğilmişdi. Kazâ rüzgarı kendisini Diyarbakır’dan, İstanbul’da yaşayan ünlüler arasına atmışdı. Önce üniversitede okumak istediyse de, geçim derdi geçit vemedi. Fakat onda öyle bir cevher vardı ki, Tanrı onun zihninde öyle bir kapı açdı ki, Diyarbakır’da öğrendiği yazı bilgisi geride kaldı. Zamanının en büyük ustalarıyla tanışdı ve sıcak, muntazam yazı dersi almadan onların arasına katıldı. Tanrı, onu bu iş için hazırlamışdı. Hâmid Bey kısa zamanda dev hattatlarla aynı va’dide yürümeye başladı. Bağdat’dan sonra İslâm yazısının merkezi olan İstanbul’da, seçkin bir makāma erdi ...
O dünyayı yazılarıyla doldurdu desem, hata etmiş olmam. 1982’ye kadar yetişdirdikleri, bugün Türkiye’nin usta san’atkârları arasında olmakla birlikde, milletlerarası müsâbakālarda da birinciliklerini muhâfaza etmekdedirler. Öyle zannediyorum ki Allah, Hâmid Aytaç’a bu uzun ömrü, yazının Türkler’in elinde kalmasını temenni için vermişdir. Nitekim, “Kur’an Mekke’de doğdu, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı!” denmişdir. Ne garib tecellidir ki, aklâm-ı sitte yazılarının şahrâhını, hamd sözüyle Hamdullah açdı. Hâmid de, hamd ederek o büyüklerin yolunu sona erdirdi. Yirmi sene onu unutmayanlarda ve takib edenlerde. O ışıklı yolda yürüyenlere alkışlar. Nûr içinde yat, mekânın cennet olsun...
Prof. Dr. Ali Alparslan, Hattat Hâmid Aytaç Kitabı, s.87-89
HAMİD AYTAÇ (1891-1982)
"Celi Sülüs İstif." Hicri 1384 / M.1964 tarihli. 48 x 48 . "Allah en hayırlı koruyucudur ve O, merhametlilerin en merhametlisidir"(Yusuf/64). Ketebeli. Dönemine ait Yücel Güner imzalı tezhibiyle. *Yazı kalitesi, kondüsyonu ve istifi ile müzelik bir eserdir. Çerçeveli Ebat: 70x70 cm.
.. O, öyle mütevazı bir odada şâheserler yaratan bir dâhi san’atkârdı. Herşeyden alâkāsını kesmiş, yalnızca san’atına eğilmişdi. Kazâ rüzgarı kendisini Diyarbakır’dan, İstanbul’da yaşayan ünlüler arasına atmışdı. Önce üniversitede okumak istediyse de, geçim derdi geçit vemedi. Fakat onda öyle bir cevher vardı ki, Tanrı onun zihninde öyle bir kapı açdı ki, Diyarbakır’da öğrendiği yazı bilgisi geride kaldı. Zamanının en büyük ustalarıyla tanışdı ve sıcak, muntazam yazı dersi almadan onların arasına katıldı. Tanrı, onu bu iş için hazırlamışdı. Hâmid Bey kısa zamanda dev hattatlarla aynı va’dide yürümeye başladı. Bağdat’dan sonra İslâm yazısının merkezi olan İstanbul’da, seçkin bir makāma erdi ...
O dünyayı yazılarıyla doldurdu desem, hata etmiş olmam. 1982’ye kadar yetişdirdikleri, bugün Türkiye’nin usta san’atkârları arasında olmakla birlikde, milletlerarası müsâbakālarda da birinciliklerini muhâfaza etmekdedirler. Öyle zannediyorum ki Allah, Hâmid Aytaç’a bu uzun ömrü, yazının Türkler’in elinde kalmasını temenni için vermişdir. Nitekim, “Kur’an Mekke’de doğdu, Mısır’da okundu, İstanbul’da yazıldı!” denmişdir. Ne garib tecellidir ki, aklâm-ı sitte yazılarının şahrâhını, hamd sözüyle Hamdullah açdı. Hâmid de, hamd ederek o büyüklerin yolunu sona erdirdi. Yirmi sene onu unutmayanlarda ve takib edenlerde. O ışıklı yolda yürüyenlere alkışlar. Nûr içinde yat, mekânın cennet olsun..
Prof. Dr. Ali Alparslan, Hattat Hâmid Aytaç Kitabı, s.87-89
MUSTAFA RAKIM (1757-1826) ZERENDUD LEVHA
Celi Sülüs Zerendud Levha. "Allah'tan başka ilah yoktur. O Rabbim ve Alemlerin Rabbidir. Muhammed (sav) O'nun peygamberidir.". Ketebeli. 50x58 cm (Çerçeveli Ebat: 75x83 cm). *Levhada yazının eski dönem sahibi olduğu düşünülen "Ahmed oğlu Seyyid Hüseyin Hüsnü" ibareli mühür bulunmaktadır.
Mehmed Kapudân’ın oğlu olarak H. 1171/M. 1758’de Ünye’de doğdu. Küçük yaşta İstanbul’a bulunan ağabeyi İsmâ‘il Zühdî Efendi’nin yanına gönderildi. Burada tahsiline devam ederken hıfzını ikmâl ile hâfız oldu. Bir yandan da ağabeyinden ve Derviş Alî Efendi’den sülüs ve nesih meşkediyordu. Nihâyet H. 1183/M. 1769 yılında, henüz 12 yaşında olduğu halde ağabeyinden icâzet aldı.
Kısa zamanda hüsn-i hattın her nev’inde, bilhassa celî sülüste ve ressamlıkta mahâret kazanan Mustafa Râkım Efendi, Reisü’l-küttâb Râtib Efendi ile tanıştıktan sonra evlad-ı küberâya yazı talim etmeye başladı. Reisü’l-küttâb Râşid Efendi’nin, yapmış olduğu bir resmi Sultan 3. Selîm’e takdim etmesi üzerine, tasvir-i hümâyunu yapmakla görevlendirildi. Bu resmin beğenilmesi ile 1224 senesi Zi’l-hicce’sinde müderrislik rü’ûsu ile verilen Râkım Efendi, bu tarihten sonraki yazılarında “Râkımü’l-müderris” imzasını kullanmaya başladı.
Ayrıca sikke-i hümâyûn ressamlığına ve tuğray-ı hümâyûnun tanzîmine memur edildi. Hüsn-i hat muallimi olduğu Şehzâde Mahmud ile olan muhabbeti, saltanâtı süresince devam etti. Bu sâyede ilmiye kademesinde hızla ilerleyerek 1229 Cumade’l-âhire’sinde(1814) Edirne Pâyesi’ni, H. 1231/M. 1816 senesinde de Mekke Pâyesi’ni elde etti. H. 1233/M. 1818’de İstanbul Mollası olup H. 1235/M. 1820’de Anadolu Kazaskerliği pâyesini elde eden Mustafa Râkım Efendi, H. 1238/M. 1822-1823’te bilfiil Anadolu Kazaskeri olduğunda, muhiblerinden Keçecizâde İzzet Molla şu tarihi düşmüştür:
Eyledi târîhi nasbin nâme-i İzzet rakām
Anadolu câhına Râkım Efendi verdi şân
Bu görevde olduğu esnâda Nusretiye Cami’nin yazıları yazmaya memur edildi. Bu işle meşgul olduğu sırada felç geçirdi. İki sene bu halde yaşadıktan sonra H. 1241 senesi Şa’bân’ında (Mart-1826) vefât etti. Vasiyeti üzere Karagümrük’te, daha sonra eşi Emîne Hanım tarafından inşâ ettirilecek olan türbe ve medresenin arsasına defnedildi. Türbesinin dışındaki celî sülüs kitâbede kendi imzası bulunmaktaysa da, bu kitâbeyi vefâtından sonra şâkirdi Hâşim Efendi’nin yazdığı ve üstâdına olan saygısından, onun ketebesini koyduğu mervîdir.
MUSTAFA HALİM ÖZYAZICI (1898-1964)
"Allah Celle Celaluhu". Sülüs Levha. Ketebeli.33x29 cm. Hicri 1370/M.1950 tarihli. Tezhib: Zehra Akbulut ,imzalı,1957 tarihli. *Sanat kalitesi, nadiriyeti ve kondüsyonu itibariyle müzelik bir eserdir.
"Biz yazılarına hayranlıkla seyrederken sık sık tekrarladığı bir söz vardı: “Ufak tefek, kara kuru gördün de, beni Karamürsel sepeti mi sandın?”
Hakîkāten öyleydi. Hâline tavrına baksanız ummazdınız. Maddî refâhı çok yerinde olduğu hâlde yiyemezdi, giyemezdi. Yanlızlığın verdiği bir derbederlik içerisindeydi. Bu muydu o “âyetü’n-min-âyetillah” sanatkâr. Ancak yazarken görünce onu Karamürsel sepeti değil, hüsnühat bağından derlenmiş en nâdîde meyvelerle dolu bir hüner sepeti olduğunu anlardınız...
Hüsnühattın her nev’ini sür’atle ve suhûletle yazardı. ‘Kamış kalem’ denilen o nârin güzel, merhûmun ma’rifet dolu parmaklarına râm olmuşdu. Hele celî yazıda böyle sür’ate mâlik bir hattat, “celînin alemdârı Mustafa Râkım da dâhil görülmemişdir!” dersek, mübâlağa sayılmaz. Kubbe yazılarında, kendi boyundan uzun elifleri, lâmları rahatlıkla çekerken onu seyretmek bir zevkdi. Kubbe ve kuşak yazısı olarak en çok eser vermiş hattatımız Hâlim Hoca’dır. Bir sûreyi, verilen ölçüye göre, sıkışıklık yapmadan istif etmek ve istediği yerde bitirmek, ona mahsus ilâhî bir mevhîbedir. Müsveddesi yokdu. Zihninde tefekkür istifi yapar, onu kömür kalemi ile kâğıda öylece istif eder ve celî kalemini alıp hemen yazmağa başlardı.
Ahârlı kâğıda mürekkeple yazdıklarını tashih etmesi de bir ömürdü. İstiflerin arasını dili veya parmağı ile temizlemesine, doğrusu şaşardık. Bu sebeple eski eserleri de aslına uygun bir şekilde tamir eder, tamamlardı."
BAKKAL ÂRİF EFENDİ (1836-1909)
"Celi Sülüs istif ile "Allah'tan başkasına kulluk etmeyiz. Ondan başka mabud yoktur." yazılı. Ketebeli. 45 x 40 cm. Hattın çevresinde ise bordür olarak üstübeç mürekkep ile Allah'ın 99 ismi yazılıdır. *Sanat kalitesi, kondüsyonu ve nadiriyetiyle müzelik bir eserdir.
NECMEDDİN OKYAY (1883-1976)
Fotoğraf ve Hat. *Foto Sabah / İsmail İnsel Koleksiyonu'ndan. Döneminde bizzat çektiği meşhur hattatlarımızın fotoğrafları altında hattatın kendisi tarafından yazılmış kelam-ı kibar bulunmaktadır. İmzalı. "Bu da geçer (Yâ Hû!)" -În nîz beguzered- yazılı. 24 x 18 cm.
İSMAİL HAKKI ALTUNBEZER (1873-1946)
Fotoğraf ve Hat.*Foto Sabah / İsmail İnsel Koleksiyonu'ndan. Döneminde bizzat çektiği meşhur hattatlarımızın fotoğrafları altında hattatın kendisi tarafından yazılmış kelam-ı kibar bulunmaktadır.İmzalı.H.1362 tarihli."Ne sen bâkî ne ben bâkî/Hüdâ-i lemyezel bâkî" yazılı. 24x18 cm.
KAMİL AKDİK (1861-1941)
Fotoğraf ve Hat.*Foto Sabah / İsmail İnsel Koleksiyonu'ndan. Döneminde bizzat çektiği meşhur hattatlarımızın fotoğrafları altında hattatın kendisi tarafından yazılmış kelam-ı kibar bulunmaktadır.İmzalı.H.1358 tarihli. "İnsanın şerefi edeb ve ilimden gelir, mal ve nesebden değil". 24 x 18 cm.
FERHAT KURLU (d.1976)
Celi Sülüs İstif. Ayet-i kerime yazılı. Ketebeli. H. 1421 / M.2000 tarihli. 48 x 40 cm. "Rabbin üstün kudret sahibidir." (Furkan,54)
Prof. SÜLEYMAN BERK
Celi Sülüs Levha. Ketebeli."İzzet tamamıyla Allah'ındır"( Fatr/10). Hicri 1422 / M.2001 tarihli. 41 x 45 cm.
MACİD AYRAL (1891-1961)
Celi Talik yazı ile Sadi'nin Hz.Peygamber ile ilgili beyiti yazılı. Ketebeli. Ebru: Mustafa Düzgünman. 26x45 cm. Hicri 1376 / Miladi 1956 tarihli.
"Türk hat san‘atının büyük bir buhran yaşadığı geçtiğimiz yüzyılın en ma’rûf hattatlarından biri olan Mâcid Ayral, hüsn-i hattaki kudreti ve imzasız yazıların kime ait olduğunu, tarihi ve dönemine kadar tefrîk edebilecek kadar derin hat bilgisi ile hattâtîn meyânında da bir hayli mu’teber olmuştu. Nitekim Bâb-ı Âlî Caddesi’ndeki yazıhânesi zamanın önde gelen hattatlarının biraraya gelerek, hüsn-i hat sohbetleri yaptıkları bir mahfil hâline gelmişti.
1953 senesinde emekli olduktan sonra Ankara’dan İstanbul’a dönerek, Güzel San‘atlar Akademisi’nde ve Süheyl Ünver’in Topkapı Sarayı Müzesi’nde kurduğu nakkaşhanede talebeye hüsn-i hat dersleri vermiş olan Mâcid Ayral, yazı tarifindeki açıklığı ve meşk yazımındaki kabiliyeti ile tâlibân meyânında da bir hayli rağbet görmüştür. Hatta bu şöhreti sınırları dahi aşmış, Irak’dan aldığı davet üzerine gittiği Bağdat’daki mesâ’îsi esnâsında da bir hayli şâkird yetiştirmiştir."(Alıntı: İsmail Orman)
FUAT BAŞAR
Talik Levha. "Emrolunduğun gibi dosdoğru ol". Ebru : Fuat Başar. Ketebeli. 29 x 54 cm.
SAİD ABUZEROĞLU
Özel Tasarım Hilye-i Şerif. Nesih Hat ve Sülüs Karalama formunda hilye metinleri yazılı. Ketebeli. Hicri 1436/M. 2014 tarihli. 38x29 cm
MUSTAFA CEMİL EFE
Celi Sülüs İstif. "YA HAFIZ" (Ey Koruyan) yazılı. Ketebeli.Hicri 1439 tarihli. 50x35 cm. Çerçeveli : 70 x 45 cm.
Mehmed Bâhir Yesârî (1890-?)
Talik Levha. Ketebeli. Hicri 1365/M.1945 tarihli. 42 x 40 cm.
Enderûn-ı Hümâyûn Mektebi’nin hatt-ı ta’lik mu‘allimi Seyyid Mehmed Bâhir Efendi’nin hafîdi ve Bâb-ı Âlî Nişân Kalemi’nin mümeyyiz mu‘avinlerinden Hacı Mehmed Besim Vefâ’î Efendi’nin oğlu olan Mehmed Bâhir Yesârî 1308 senesinde İstanbul, Kandilli’de doğmuştur. Oradaki Ser-hâlife Mustafa Efendi İbtidâ’î Mektebi’ni bitirdikten daha sonra Beylerbeyi Rüşdî Mektebi’ni ikmâl ile Mercân İdâdîsi’ne girmişse de, üçüncü sınıfta iken, rahatsızlığı nedeniyle terketmek mecburiyetinde kalmıştır.
Bunun üzerine istidâdındaki mahârete istinâden marangozluğa yönelmiş ve bilhassa musıkî aletlerinin îmâli ile meşgul olmağa başlamış olan Mehmed Bâhir Yesârî’nin 976 ud yapmış olduğunu, İbnülemin’e vermiş olduğu beyânâttan anlamaktayız. Daha sonra Belediye’nin tramvay atölyesinde ince marangozluk yapmağa başlamış ve 30 seneye yakın hizmetten sonra emekliye ayrılmış ve 3 Mart 1959 tarihinde vefât etmiştir.
Zamanın mümtâz ta’lik-nüvislerinden olan babasından meşk alarak H. 1325/M. 1907 senesinde icâzetine nâ’il olan Mehmed Bâhir Yesârî, ömrü boyunca yazı ile alâkasını kesmemiş olmakla beraber âsârı nâdirdir. Cumhuriyet döneminin önde gelen hattatlarından olan Mustafa Bekir Pekten’e de bir süre ta’lik dersleri vermiştir.
Öte yandan yine babasından öğrenmiş olduğu kemânkeşlik ve yay imâlinde de yegâne-i zaman olan Mehmed Bâhir Yesârî, okçuluğa olan muhâbbeti nedeniyle “Özok” soyadını almış olduğu gibi, Atatürk’ün emri üzerine Necmeddîn Okyay ve kardeşi İbrahim Özok ile birlikte Beyoğlu Halkevi bünyesinde Ok Spor Kurumu nâmıyla kurduğu okulda geleneksel Türk okçuluğunu yaşatmaya ve canlandırmaya çalışmıştır.
AHMET BURSALI
"Muhammed Mustafa SAV". Celi Sülüs- Sülüs İstif. Ketebeli. Hicri 1441 tarihli. 26x36 cm.
MEHMED VASFİ EFENDİ
Tarih: Hicri 1289 / Miladi 1872. Ketebeli. Celî Sülüs hat ile şiir yazılıdır. 34x45 cm. Orijinal çerçevesi içerisinde. *Muhteşem güzellikte yazısı, tezhibi ve kondüsyonu ile koleksiyonluk bir eserdir. Çerçeveli Ebat: 48x59 cm
Alem kaldırsa bir yerde kaçan sultân-ı Bismillâh
Olur lâhûtiyân ârâyîş-i dîvân-ı Bismillâh
Sırât-ı Müstakîm'i anla hatt-ı istivâsından
Varır Allâh'a toğrı menhec-i âsân-ı Bismillâh"
Prof. FEVZİ GÜNÜÇ (1956-2013)
Celi Sülüs İstif "Ondan başka ilah yoktur." , Hicri 1427/ Miladi 2006 tarihli, Tezhib: Fulya Saatçioğlu. 70X60 cm.
SEYYİD ABDÜLKERİM EFENDİ
Celi Sülüs yazı ile Kelime-i Tevhid yazılı. Hicri 1361 / m.1942 tarihli. Ketebeli. 32x47 cm.
SAİD EFENDİ (XIX)
Sülüs Levha, 44x53 cm, h.1289/m.1872 tarihli, "Günahlarım denizlerdeki dalgalar gibidir, belki daha fazladır.Onun en küçüğü dağ gibidir, belki daha büyüktür.Lakin, affettiği zaman Kerim olan Allah'ın katında,Bir sinek uzvu kadar, belki daha da küçüktür" yazılı
ALİ TOY
"Mevlana".Semazen formunda, el yapımı kağıt üzerine Mevlana yazılı. Ketebeli. 2005 tarihli. 56 x 39 cm.
"1960 senesinde Kütahya’nın Tavşanlı ilçesinde dünyaya geldi. Tavşanlı Tunçbilek Lisesi’nden mezun olduktan sonra eğitimine İstanbul Teknik Üniversitesi'nde devam etti. Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. Yüksek lisansını Yıldız Üniversitesi’nde Röleve-Restorasyon dalında tamamladı. Öğrencilik yıllarında hat sanatına ilgi duymaya başlayan Toy, 1985 senesinde Prof. Dr. Ali Alparslan ile tanışarak talik hat üzerine dersler aldı. Talik hattan 1988 senesinde icazet alan Toy, 1988-1992 yılları arasında rika, divâni ve celi divâni hatları çalıştı. Hocası Prof. Dr. Ali Alparslan ile olan beraberlikleri, hocanın vefatı olan 2006 senesine kadar devam eden Toy’un hat eğitimi tam 21 sene sürdü.
Ali Toy; talik, divâni, celi divâni ve rika hatlarından başka şikeste, küfi ve mağribi hatları da araştırarak bu hatların birkaçından karma tasarımlar yazdı. Her çeşit klasik hattı, modern hattı ve çizgiyi eserlerinde başarıyla kullanan Toy’un yazdığı modern hatlar, mimarlık ve klasik hat eğitiminin kesişmesi sonucu ortaya çıkan eserlerdir. Ayrıca klasik hat tasarımlarında ve yeni arayışlarda Toy’un mimarlığının etkisi büyüktür. Yurt içinde ve yurt dışında birçok sergiye katılan ve 28 şahsi sergi açan Toy, IRCICA’nın düzenlediği 4 ayrı yarışmadan 6 ödül aldı. Çalışmalarını İstanbul’daki atölyesinde sürdüren ve özellikle talik, divâni ve modern hat eserleriyle dikkat çeken Ali Toy, modern hatlarda mimari tasarım bilgisi ve temel geometrik çizgileri kullanmaktadır.
2017 yılında "Geleneksel sanatların yeni nesil sanatçılar eliyle tekrar fark edildiği bir dönemde, olgunluk çağında modern mimari ile hat sanatını aynı güzellikte buluşturmayı başarması, tasarımlarındaki kendine has yalın, etkili ve dengeli üslubuyla geleneksel hat sanatımıza bir bakıma yeniden can suyu vermesi" sebebiyle 'Geleneksel Sanatlar' dalında Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü verildi."
MUSTAFA BEKİR PEKTEN (1913-1994)
Sülüs Nesih Levha. Tezhib: RİKKAT KUNT,imzalı. 42x42 cm."Allah(cc)-Muhammed(as)-Ali(ra)" ve Ayeti Kerime yazılı. Ketebeli. Hicri 1399/ M.1978 tarihli
ŞEYHZADE MEHMED ESAD EL-NAKİB (XIX)
Talik Kıta. İmzalı. Hicri 1262 / M.1845 tarihli. 36 x 42 cm. Hocası : Mehmed Aziz. Orijinal dönem tezhibi ve yazı kalitesi ile koleksiyonluk bir eserdir."Ey Genç, her zaman mütevazı ol, Çamurdan yaratılan birinin kibirlenmesine gerek yok!.. Zeki İnsanın durumu böyle olmalıdır."
MEHMED ZEKİ DEDEEFENDİ(1812-1881)
Talik Kıta. Ketebeli. Gülistan-ı Sadiden kesitler yazılı. 46x35 cm. Sanat kalitesi ve nadiriyeti ile koleksiyonluk bir eserdir.
İran tarzında ta’lik hattının son devrideki en önemli isimlerinden biri olan Mehmed Zekî Dedeefendi, Uğur Derman’ınn naklettiğine göre, hatt-ı ta’liki Sâhib-i Kalem nâmı ile ma’ruf Mirzâ Aka Afşâr’dan öğrenmiştir.
Osmân Gâzî Türbesi’nin tamirini takiben kapı balasına asılan Şâ’ir Nevres’in yazdığı tarihi ile Mısır Vâlisi Mehmed Alî Paşa’nın oğlu “Küçük” Mehmed Alî Paşa’nın H. 1277/M. 1860-1861 tarihli mezartaşı kitâbesi ve Senih Efendi’nin H. 10 Muhârrem 1278/M. 18 Temmuz 1861 tarihinde taşbasma basılan mersiyesinin yazısı Mehmed Zeki Dedeefendi’nin eser-i kalemidir. Ta’likle bir hayli Mesnevi-i Şerif istinsah etmiş olduğu menkul ise de, herhangi bir nüshasına tesadüf edilmemiştir. Yine ta’likle yazdığı Bayburdlu Zihnî’nin Hikâye-i Garibe adlı eseri İbnülemin’in nezdinde mahfuz iken, şimdilerde istanbul Üniversitesi Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.
TAHSİN KURT
Celi Talik Levha "O işiten ve bilendir" yazılı, imzalı, Hicri 1423 / Miladi 2003 tarihli, 43x60 cm
KASIMPAŞALI HÜSNÜ (XIX)
6 satır Celi Sülüs hat ile Yedi Uyuyanları metheden şiir yazılı. Ketebeli. Hicri 1348 / M.1929 tarihli. 47 x 39 cm. *Hattatın nadir çıkan yazılarından olup sanat kalitesi bakımından koleksiyonluk bir eserdir.
ALİ ULVİ EFENDİ (ö.1873)
Celi Sülüs Levha.Ketebeli, 52x84 cm, "Allah her işinizde yardımcınızdır". 19.yüzyıl. (Çerçeveli : 67x99 cm)
AHMET BURSALI
"Nazar Ayeti". Celi Sülüs İstif. Ketebeli. Hicri 1441 / M.2019 tarihli. 30x43 cm.
AHMET BURSALI
Celi Sülüs Besmele. "Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla". Ketebeli.Hicri 1441/M.2019 tarihli. 30x40 cm
MEHMED ŞEVKET PEKTAŞ (1879-1979)
Sülüs Beyit. Hicri 1349 / m.1930 tarihli. Ketebeli. 27x36 cm. Tezhip : "Abdülhamid" imzalı.
"Velâyet bâğının âlî gülî sadberk-i handânı Efendim
Mürşid-i pîrim Cenâb-ı Gavs-ı Geylânî"
FERHAT KURLU (d.1976)
"Allah Katında Din İslam'dır". Celi Sülüs İstif. Hicri 1425/ M.2004 tarihli. Ketebeli. 41x48 cm.
FERHAT KURLU (d.1976)
Sülüs Nesih Hat ile İnşirah Suresi. Ketebeli. Hicri 1422/ Miladi 2002 tarihli.Tezhib: Fulya Saatçioğlu imzalı.33x43 cm.
FERHAT KURLU (d.1976)
Celi Sülüs ve Nesih Kıta. Kevser Suresi yazılı. Ketebeli. Hicri 1422 / Miladi 2002 tarihli.Tezhib: Fulya Saatçioğlu. 35x40 cm.
MERYEM NEVRUZİ
Celi Sülüs Hat ile "Nazar Ayeti" yazılı. Ketebeli. 89x67 cm. Tezhib: İmzalı, Hicri 1435 tarihli. *2020 Albaraka Uluslararası Hat Yarışması Sülüs Yazı 1.lik Ödülü / 2018 IRCICA Uluslarası Hat Yarışması Muhakkak Yazı 1.lik Ödülü Sahibi.
AHMET BURSALI
"Allah Celle Celaluhu - Muhammed Aleyhisselam". Sülüs Hat Levha. Ketebeli. Hicri 1441 tarihli. 33x33 cm.
MAHMUD ÖNCÜ
"Ve Allah öyle hükmünü icra eder ki, hükmünü değiştirecek yoktur. O çok hızlı hesap görür."(Rad,41). Sülüs Levha. Ketebeli. 1989 tarihli. 40 x 54 cm.
TURAN SEVGİLİ (D.1945)
Celi Divani Hilye-i Şerif, imzalı, Hicri 1428 / Miladi 2007 tarihli, Ebat: 57*35 cm