• Vazgeç
    Filtrele
Filtrele

SALON MÜZAYEDESİ / SHERATON İSTANBUL LEVENT / KLASİK & ÇAĞDAŞ TABLOLAR VE HAT MÜZAYEDESİ

MÜZAYEDE KATILIMI HAKKINDA BİLGİLENDİRME

Müzayedemiz “Salon ve Online Müzayede” şeklinde gerçekleşecek olup, saat 14:00 itibariyle web sitemizden canlı olarak yayınlanacaktır. Buna ek olarak , 9 - 17 Aralık tarihleri arasında internet sitemiz (www.istanbulantiksanat.com) üzerinden ön peyler toplanmaktadır. Nihai sonuç, 17 Aralık Pazar günü 14:00’da Levent Sheraton Otel Balo Salonu’nda yapılacak canlı müzayedede her bir eserin sırasıyla satışından sonra belli olacaktır.

Müzayedeye katılımlar aşağıdaki üç şekilde gerçekleşecektir;

1. Müzayede günü olan 17 Aralık Pazar günü salona gelerek ve bayrak alarak katılım sağlanabilecektir.

2. Online olarak katılım sağlanabilecektir. Bu şekilde katılım sağlamak isteyenlerin www.istanbulantiksanat.com adresine giderek “kayıt ol” sekmesinde gerekli bütün bilgileri doldurup kayıt olmaları gerekmektedir. Kayıt işlemi tamamlandıktan sonra sanatseverler 9 - 17 Aralık tarihleri arasında giriş yaparak eserlere ön teklif verebilir ve 17 Aralık Pazar günü saat 14:00’da başlayacak canlı müzayedeye salonla eş zamanlı olarak katılıp teklif verebileceklerdir.

3. Telefonla katılım sağlanabilecektir. Müzayede kataloğu web sitemiz üzerinden online olarak ve pdf formatında görülebilecektir. Dileyen sanatseverler müzayede öncesi telefonla pey verebiilir. Müzayede günü olan 17 Aralık Pazar günü müzayedeye telefonla canlı katılım sağlayıp ilgilendikleri eserlere de ayrıca pey verebilecektir. Bu şekilde katılmak isteyenlerin 17 Aralık Pazar günü 13:00’a kadar 0532 171 53 31 numaralı telefonla irtibata geçip kayıt yaptırmaları gerekmektedir.

Eser ekspertizleri Sn. Bayram Karşit ve Prof. Süleyman Berk tarafından yapılmıştır.

Müzayedemizde uygulanacak komisyon oranı %9'dur.

Lot: 151 » Ferman

FERMAN

Sultan III. Selim Han (1761-1808) Hatt-ı Sultanî ile mücehhez dönemine ait orijinal tezhipli ferman. 78 x 55 cm

Bolu Sancağı’nda Kokpınar/ Kokina nahiyesinde İlediklioğlu Çiftliği diye meşhur arazinin gelirinin İncezâde Şeyh Ahmed Zâviyesi vakfına ait olduğundan, buraya hariçten bazı mukataacıların öşür vesair vergi tahsili için geldiklerinden şikayet eden çiftçilerin talebi üzerine bu arazilerin vakıf kaydının çıkarıldığı ve buna göre arazi gelirlerinin vakfa ve çeltik hasılatının da mültezimlere ait olduğuna dair kayıt çıkmış iken vakfı korumak için bütün varidatın zaviyeye bağlandığına dair 13 Zilkade 1217 (7 Mart 1803) tarihli ve Sultan III. Selim Han tuğralı ferman.
Detaylar
Lot: 153 » Hat

YAHYA HİLMİ EFENDİ (1833 - 1907)

“Hilye-i Şerif ” Ketebeli, Hicri 1299 (M.1881) tarihli, 58 x 41 cm.* Yazı kalitesi, mükemmel kondisyonu ve sıradışı hilye metni ile müzelik bir hilyedir.

BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM Hazreti Ali (r.a) şöyle dedi: Allah Rasulü (s.a.s)’e sünnetinin ne olduğunu sordum. Buyurdular ki: Ma’rifet (hakkıyla bilmek) sermayem, Akıl dinimin aslı, sevgi düsturum, Arzu ve istek bineğim, Zikrullah yarenim, güvenirlik hazinem, hüzün dostum, ilim silahım, sabır elbisem, rıza ganimetim, (kul olarak) acizliğim övüncüm, zühd (Dünyayı kalbden çıkarmak) sanatım, kesin bilgi kuvvetim, doğruluk şefaatçim, itaatim (Allah’a) karşılıksız, cihad Ahlakım, Namaz gözümün nurudur diye buyurdular. Başka bir Hadis’de de Gönlümün meyvesi Allah’ı zikir, kaygım ümmetimin sonu, bütün arzum ve isteğim Allah’a kavuşmaktır. SENİ ALEMLERE RAHMET OLARAK GÖNDERDİK Hazreti Ali (r.a) şöyle dedi: O’nun (s.a.v.) teninin rengi bembeyazdı, güzel yaradılışlı güzel huyluydu, kibardı, yumuşak huyluydu, kırıcı ve kaba sözlü değildi, bağırmazdı, hiçbir kötü huyu yoktu, kimseyi ayıplamazdı, kendi bilmediği ve istemediği bir şeyi başkası için de istemezdi, onun yanındaki kişi ümitsizlik hissetmez, yanındaki kişi ondan ayrılmak istemezdi, Allah’ın (c.c.) salat ve selamı O zayıf ümmetinin şefaatçisi ve rahmet edicisi olan Nebi Muhammed’in (s.a.v.), güzel ve temiz âlinin ve hepsinin üzerine olsun. Hamd Alemlerin Rabbi olan Allah’adır. Yahya Hilmi 1299
Detaylar
Lot: 155 » Hat

ÇAVUŞZADE AHMED EFENDİ(ö.1777)

“Sülüs Nesih Hilye-i Şerif ” Ketebeli , Hicri 1162 (m.1748) tarihli , 49 x 36 cm. (Çerçeveli Ebat: 65 x 52 cm.)

Mehmed Efendi nâmında bir zâtın oğlu olup Edirne’nin Kıyık Mahallesi’nde doğdu. Gençliğinde hüsn-i hatta ilgi duyarak, beldesinin önde gelen hattatlarından olan Haffafzâde Hüseyin Efendi’den sülüs ve nesih meşkedip H. 1130/M. 1717 senesinde icâzet aldı. Eğitimini tamamladıktan sonra müderris olup Edirne medreselerinde tedris-i ilimle meşgul olmaya başladı. Daha sonra ilmiye zümresine dâhil olarak Rumeli’nde muhtelif kadılık hizmetlerinde bulundu. Edirne Kadısı iken vefât etmişse de tarihi tespit edilememiştir. Edirne'de bir para vakfı kurduğu bilinen Ahmed Efendi’nin “âsâr-ı kalemiyyesi” ile meşhur olduğu, hâlen Köprülü Kütüphânesi’nde bulunan H. 1177/M. 1763-1764 tarihli hadis kitabından anlaşılmaktadır.Edirne’de Çavuşzâde demekle şehirdir. Belde-i mezbûrede Kıyık semtinde mütevattın ve Haffâfzâde Hüseyn Efendi’den sülüs ü neshte izn ü icazet ile “lezzet” (1130) târihinde mütemekkin olmuştur. Âsâr-ı kalemiyyesi vardır.

Detaylar
Lot: 156 » Hat

EMİNE SERVET HANIM (1853-1912)

“Aşere-i Mucizat ” Ketebeli , 83 x 67 cm.*Yazı kalitesi, içeriği ve hanım bir hattatın elinden çıkmış olması nedeniyle yüksek koleksiyon değerine sahip nadir bir eserdir.

EMİNE SERVET HANIM (1853-1912) Şeyhü’l-islâm Hasan Hayrullah Efendi ile Arpacılar Cami imâmı Hâfız Ahmed Efendi’nin kızı Fâtımâ Zehrâ Hanım’ın kızı olarak İstanbul’da doğdu. Babası sâyesinde iyi bir eğitim alma şansı bulduğu gibi babasından ve daha sonra da Muhsinzade Abdullah Bey’den aklam-ı sitte meşkederek H. 1289/M. 1872 yılında icâzet aldı. Ancak Hayrullah Efendi’nin Sultan Abdülazîz’in tahttan indirilmesine ve dolayısıyla ölümüne vesile olanlar arasında bulunduğu ithâmıyla azil ve ardından ecel-i kazâya uğramasının ardından Haydarpaşa’daki Aziziye Hamamı’nı işleten Âbidîn Bey ile evlendirildiyse de mutlu olamadı. Maddî zorluklar nedeniyle yaptığı bu izdivâçta aradığı mutluluğu bulamayınca ayrılarak, babaevine döndü. Bir müddet sonra annesi de vefât edince İstanbul’dan ayrılarak, babasının peşisıra Medîne’ye nefyedilmiş olan büyükbabasının yanına giden Emîne Servet Hanım, ibâdet ve yazı ile meşgûl olmaya başlar. Orada vefât ettiği bilinmekteyse de tarihi belli değildir. Dokuz hilye-i şerîfe yazmışdır. “Çocuğum yoksa da, vesile-i rahmet olacak dokuz evlâdım vardır!” dermiş. Bunlardan biri Arpacılar Cami’ndedir. Diğeri Şeyhü’l-islâm Turşucuzâde Ahmed Muhtar Efendi’nin necl-i necîbi eski Adliyye Nâzırı Necmeddîn Molla Bey merhûmda idi.
Detaylar
Lot: 157 » Hat

BEŞİKTAŞLI NURİ KORMAN (1868 - 1952)

Hattat Beşiktaşlı Hacı Nuri [Korman] Efendi’nin Hilye-i Şerifi, Yeniköylü Hasan Sırrî Efendi’nin Oğlu Medresetü’l Hattatîn Tezhip Hocası Nuri [Urunay] Efendi’nin Harikûlâde Tezhibiyle. Hicri 1362 (M.1943) târihli , 49 x 33 cm.

Türk hat san‘atının Cumhuriyet nesillerine intikalinde fevkalade hizmet görmüş olan Nûrî Korman, şüphesiz zamanının en önemli hattatlarından biri idi. Aklâm-ı sitteyi ilk olarak rüşdî tahsîli esnasında hademe-i hümâyûndan Süleyman Efendi’den - İbrahim Alâ’eddîn Bey’den mücâzdır – meşkeden Nûrî Korman, bilâhare Zülüflü Baltacılar imâmı Mehmed Şevkî Efendi’nin talebesinden Nevşehirli Osmân Efendi’ye devam ederek H. 1299/M. 1882 senesinde icâzet almıştır. Ertesi sene tekemmül için İbrahim Alâ’eddîn Bey’den meşk almaya başlayan Nûrî Korman, hocasının rahatsızlığı nedeniyle H. 1305/M. 1888 senesinde bu kere Muhsinzâde Abdullah Bey’e bağlanmış onsekiz sene hânesine devam ettikten sonra icâzetine na’il olmuştur. Hatta bir gün hocası ile beraber yemek yerken, oğullarına hitâben “Siz neslimden geldiniz. Nûrî eserimden geldi. Benim nâmımı ibka edecek odur.” diyerek, Nûrî Korman’ı taltîf ettiği dahi menkûldür.. Asıl şöhretini borçlu olduğu aklâm-ı sittede Hâfız Osman’ın yolundan ilerlemiş olan Nûrî Korman, bir hayli eser vermiş olduğu celî sülüste ise Mustafa Râkım Efendi’nin ve Kazasker Mustafa İzzet Efendi etkilerini barındıran şahsına münhasır bir şiveye sahipti. Müsenna istif ve tertîblerle de ilgilenmiş olan hattatın, hayatı boyunca ayrılmadığı Beşiktaş’taki Yahya Efendi Kabristânı’nda bir hayli mezartaşı kitâbesinde imzası bulunmaktadır.
Detaylar
Lot: 158 » Hat

HASAN RIZA EFENDİ (1848 - 1920)

“Celi Sülüs Hat Levha ” İmzalı, Hicri 1317 (M. 1899) tarihli . 56 x 45 cm. (Çerçeveli Ebat: 73x62 cm.)

“Sırr-ı aşkı duydı Yemlîha olub lâl ü hâmûş
Mekselînâ oldı hem-râz-ı mezâyâ-yı sürûş
Bâde-yi tevhîdi Mislînâ’ya işrâb itdiler
Bî-tekellüf içdi Mernûş u Debernûş Şâzenûş
Cür’a kalmışdı meğer câm-ı Kefeştetayyuş’dan
Kâse-lîs-i bezm olub Kıtmîr dahi kalmadı boş”

Detaylar
Lot: 159 » Hat

ÇIRÇIRLI ALİ EFENDİ (ö.1902)

“Celi Sülüs İstif ” Ketebeli. Hicri 1288 / M.1871 tarihli. “Bunun üzerine Rabbi onu (Meryem’i) güzel bir kabulle kabul etti.” (Ali İmran, 37) 58 x 50 cm. (Çerçeveli Ebat: 80 x 72 cm.)

Hüsn-i hattı Şefîk Bey’den meşketmiş ve Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den de istifade ile celi sülüste zamanın önde gelenlei aasına girmiştir. Bilhassa oluşturduğu terkib ve tertiblerle dikkati çeken Çırçırlı Alî Efendi’nin “Rabbiyessir” istifini gören Kazasker Efendi’nin, hocası nezdinde onu övüp takdir ettiği dahi nakledilmektedir. Öte yandan onunla anlaşamayan Sâmî Efendi dahi, hüsn-i hattaki kudretini itiraf etmekten çekinmemiş, bir gün çırağı Hatib Ömer Vasfî Efendi ile birlikte Saraçhâne’deki cami’in önünden geçerken, kapı üzerindeki yazısını işaret ederek: “Herif ustadır. Hele şu yazıya bak. Sakın bir şeyine itiraz etme. O, senin gibi ikide bir yalayub yazanlardan değildir.” demiştir. (İsmail Orman yazısından alıntıdır.

Detaylar
Lot: 160 » Hat

ÇIRÇIRLI ALİ EFENDİ (ö.1902)

“Celi Sülüs İstif ” Ketebeli. 72 x 64 cm. (Çerçeveli Ebat: 87x79 cm .)“Fahri âlem enbiyanın zât-ı müstesnasıdır .Sırrı ayat-ı nübüvvet lafzının manasıdır .Oldular bir hücceti Pakize cümle enbiya .Hatm olup zat-ı Muhammed Mustafa imzasıdır”

ÇIRÇIRLI ALİ EFENDİ ((? - 1902)
Hüsn-i hattı Şefîk Bey’den meşketmiş ve Kazasker Mustafa İzzet Efendi’den de istifade
ile celi sülüste zamanın önde gelenlei aasına girmiştir. Bilhassa oluşturduğu
terkib ve tertiblerle dikkati çeken Çırçırlı Alî Efendi’nin “Rabbiyessir” istifini gören
Kazasker Efendi’nin, hocası nezdinde onu övüp takdir ettiği dahi nakledilmektedir.
Öte yandan onunla anlaşamayan Sâmî Efendi dahi, hüsn-i hattaki kudretini
itiraf etmekten çekinmemiş, bir gün çırağı Hatib Ömer Vasfî Efendi ile birlikte
Saraçhâne’deki cami’in önünden geçerken, kapı üzerindeki yazısını işaret ederek:
“Herif ustadır. Hele şu yazıya bak. Sakın bir şeyine itiraz etme. O, senin gibi ikide bir
yalayub yazanlardan değildir.” demiştir. (İsmail Orman yazısından alıntıdır.

Detaylar
Lot: 161 » Hat

MEHMED TAHİR EFENDİ (ö.1845)

Celi Sülüs Levha” Ketebeli . 40 x 50 cm.“Gönül yıkmak harâb itmek gibidir Beyt-i Ma’mûr’ı / Velî yapmak hezârân Kâ’be bünyâd itmeden yeğdir/ Kul itmek lûtf u ihsân ile kendüye bir azâdı /Efendim nice yüzbin bende âzâd itmeden yeğdir”

Seyyid Ahmed Efendi’nin oğlu olarak İstanbul’da doğdu. Tahsîli ve Mahmud Celâleddîn Efendi’ye ne zaman bağlandığı ve icâzet aldığı hakkında bir bilgi yoktur. Hâkkâkzâde hattı ile muhârrer Tezkîre-i Hattâtîn’de beyân edildiği üzere “celî yazıda üstâdına fâ’ik” olduğundan, şehzâdelik zamanında Sultan Abdülmecîd’e hüsn-i hat dersleri vermiş ve cülûsundan sonra da “mu‘allim-i hatt-ı sultânî” ünvânını elde ettiği gibi, Nur-ı Osmaniye Cami’nin hitabet hizmetine tayin edilmiştir. Bu hal üzere iken H. 1262/M. 1846’da vefat ederek, Eyüp’te, Kırkmerdiven mevki’nde Hâkim Kutbeddîn Mektebi civârına defnedilmiştir. Ancak bugün mezartaşı mevcut değildir. Hâlen Türk ve İslam Eserleri Müzesi’nde bulunan hilye-i sa’adeti gibi, nefis hattıyla muharrer nice âsârı müze ve özel koleksiyonları süsleyen Mehmed Tâhir Efendi’nin Galata’dan Kasımpaşa’ya açılan kapı yakınındaki Kapıüstü Mescidi’nin hutûtunu da yazmış olduğu menkûldür.Sultan Mahmud Hân-ı Sânî Türbesi’ndeki H. 1257/M. 1841 ve özel koleksiyonda bulunan H. 1243/M. 1826 tarihli Kur’an-ı Kerîm’leri ile hatt-ı nesihteki kemâlini de ispât eylemiş olan Mehmed Tâhir Efendi’nin, Sultan Abdülmecîd’in ihsânıyla, son zamanlarında Hac vazîfesini ifâ eyleme şansı bulmuş olduğu nakledilmektedir. “ (ketebe.org)
Detaylar
Lot: 163 » Hat

BEŞİKTAŞLI NURİ (1865 - 1951)

“Celi Sülüs Levha” Ketebeli, Hicri 1307 (M.1889) tarihli. Tezhib: Feyza Şen / Mihela Alpayer. 93 x 72 cm. (Çerçeveli Ebat: 112 x 91 cm.)

“Sırr-ı aşkı duydı Yemlîha olub lâl ü hâmûş
Mekselînâ oldı hem-râz-ı mezâyâ-yı sürûş
Bâde-yi tevhîdi Mislînâ’ya işrâb itdiler
Bî-tekellüf içdi Mernûş u Debernûş Şâzenûş
Cür’a kalmışdı meğer câm-ı Kefeştetayyuş’dan
Kâse-lîs-i bezm olub Kıtmîr dahi kalmadı boş”

Detaylar
Lot: 190 » Resim

HASAN VECİH BEREKETOĞLU(1895 - 1971)

“Natürmort” İmzalı, tuval üzeri yağlıboya. 46 x 55 cm.

“Türk İzlenimcileri olarak tanınan 1914 Kuşağı ressamlarındandır. İstanbul’da Hukuk Fakültesi’nde öğrenim gören sanatçı, resim sanatına olan ilgisi sonucu Galatasaray Sergileri’ne de eser vermeye başlamış ve bu sergilerde Halil Paşa’nın ilgisini çekerek ilk resim derslerini 1916- 1920 yılları arasında Halil Paşa’dan almıştır. 1922 yılında Paris’e giderek Julian Akademisi’ne devam etmiştir. Yapıtlarında diğer 1914 Kuşağı sanatçılarına nazaran daha soluk renkleri tercih etmiş, özellikle bej ve gri tonlarını sıklıkla kullanmıştır. İlk sergisini 1922 yılında Rodos’ta açan ressam, daha sonra Ankara ve İstanbul’daki çok sayıda karma sergiye katılmıştır. O günkü adıyla Türk Ressamlar Cemiyeti’nin Galatasaray’da ve Ankara’da açtığı sergilere en çok eserle katılan sanatçı Bereketoğlu olmuştur. Sanatçının evinin bulunduğu Caddebostan Yıldız Sokağı’nın ismi ölümünden sonra H. V. Bereketoğlu olarak değiştirilmiştir.”
Detaylar
önceki
Sayfaya Git: / 5
sonraki