10. Online Müzayede'de yer alan tüm resimler kurumumuz güvencesinde olup Yüksek Ressam/Restoratör BAYRAM KARŞİT tarafından ekspertiz edilip onaylanmıştır.
10. Online Müzayede 16 MAYIS PAZAR günü saat 13:02'den itibaren CANLI olarak devam edecektir. Her lotun ekranda kalma süresi 30 saniyedir. Lotlar sıra ile satışa çıkacak ve son 10 saniyede teklif gelmesi halinde her lot 20 saniye daha uzayacaktır.
JALE YILMABAŞAR (d.1939)
"Natürmort". İmzalı. Karton üzerine yağlıboya. Duralite marufle. 63x47 cm.
MELAHAT ÜREN (1918-1969)
"Natürmort". İmzalı. 1960 tarihli. Karton üzeri yağlıboya. 57 x 41 cm.
FAHRİ SÜMER (d.1942)
"Balıkçılar". İmzalı. 2007 tarihli. 86 x 116 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
AHMET FAZIL AKSOY (d.1949)
"Küçüksu". İmzalı,tuval üzerine yağlıboya, 32x63 cm.
AHMET FAZIL AKSOY (d.1949)
"Peyzaj". İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya. 58 x 77 cm.
AHMET FAZIL AKSOY (d.1949)
"Göksu - Anadolu Hisarı". İmzalı. Tuval üzerine yağlıboya. 45x60 cm.
FARUK CİMOK
"Çorlulu Ali Paşa Medresesi". İmzalı, tuval üzeri yağlıboya, 40 x 50 cm.
FİKRET ÖZTÜRK (d.1961)
"Peyzaj". Tuval üzerine yağlıboya. İmzalı. 170 x 150 cm. Galatasaray'ın kuruluşunun 100.yılı anısına özel olarak yapılmış koleksiyonluk eserdir.
MEHMED FAHRİ (XIX)
"Kemerburgaz". Eski Türkçe imzalı. Tuval üzeri yağlıboya. 46x65 cm. *Nadiriyeti, sanat kalitesi ve kondüsyonu ile koleksiyonluk bir eserdir.
MUHSİN KUT (d.1938)
"Virane Evler", imzalı, 1968 tarihli, tuval üzeri yağlıboya, 46x56 cm
"İlk resim sergisini 1959 yılında Taksim Meydanı’nda açtı. 1964-1969 yılları arasında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Seramik Bölümü’nde okudu ve oradan mezun oldu. Akademi içinde 1967 yılında Uluslararası Barış Şenliği Resim birincilik ödülü ile Ahmet Andiçen Seramik birincilik ödülünü kazandı. Akademide öğrenci iken Sabri Berker’in önerisi ile Beşiktaş Resim Heykel Müzesi Milli Koleksiyonu’na eseri kabul edilmiştir.
1987 yılı Tekel Resim yarışmasında birincilik ödülü alan sanatçının resimleri İstanbul ve Ankara Resim ve Heykel Müzeleri’nde, Avustralya’da Broken Hill Belediye Müzesi’nde, New York Üniversitesi Abby Grey Koleksiyonunda, İstanbul Modern’de, ayrıca yurtiçi ve yurt dışında birçok önemli koleksiyonda bulunmaktadır. İnsansız sokakları , özgün, tipik binaları, renkçi anlayışı ve özgün boya kullanımıyla hala eserlerini üretmeye devam etmektedir."
FİKRET KOLVERDİ (1920-1990)
"Eski İstanbul Evleri". İmzalı. 1988 tarihli. 50 x 70 cm. Tuval üzeri yağlıboya.
FİKRET KOLVERDİ (1920-1990)
"Sokak". İmzalı. Duralit üzeri yağlıboya. 58 x 68 cm.
ALİ RIZA BEYAZIT (1883-1963)
"İstanbul". İmzalı. Duralit üzeri yağlıboya. 28 x 38 cm.
ALİ RIZA BEYAZIT (1883-1963)
"Tekneler". İmzalı. Duralit üzeri yağlıboya. 24 x 34 cm.
ELİF NACİ (1898-1987)
"Peyzaj". İmzalı. 1946 tarihli. Eski mukavva üzerine yağlıboya. 32 x 40 cm.
FUAT SOYHAN (1885-1961)
"Selimiye Kapısı". İmzalı. Kontrplak üzeri yağlıboya. Arkası etiketli. 50 x 34 cm.
ARİF KAPTAN (1906-1982)
"Enteriyör". İmzalı. Tuval üzerine yağlıboya. 60x50 cm.
ADEM GENÇ (d.1944)
"Soyut". İmzalı. Tuval üzerine yağlıboya. 2010 tarihli. 119x95 cm.
FETHİ ARDA (1934-1996)
"Peyzaj". İmzalı. Karton üzerine pastel. 1987 tarihli. 50x65 cm.
ALİ DEMİR (1931-2015)
"Anadolu". İmzalı. 1973 tarihli. İthaflı. Prestual üzeri yağlıboya. 40x21 cm.
LEOPOLD LEVY (1882-1966)
Natürmort. İmzalı, ahşap üzerine yağlıboya, 35x32 cm.
"Hepsi müzisyen olan beş kardeşin en küçüğüdür. 15 yaşında evdeki Courbert’nin bir resmini kopya ederek ilk resmini yapar. 15 yaşında yalnız resim yapmak için liseyi terkeder. Serbest akademilere devam ederken sürekli Louvre Müzesi’ne giderek oradaki ressamlarla arkadaşlık eder ve resimleri inceler 1898 yılında Luxemburg Bahçesi’nde toplanan sanatçı ve yazarların çevresine girer. Burada uzun sürecek dostluklar kuracaktır.
Levy, 1899 yılında ününtü sağlayacak olan ‘Kapı’ tablosunu” yapar. Bu tabloyu ilk katıldığı sergi olan ‘Salon des Independants’ sergisinde, Matisse çok beğenecek ve baş köşeye asacaktır. 1909’da gravür sanatçısı Heyman ile tanışır ondan gravürün inceliklerini öğrenir. Güzel Sanatlar Demeği’nin üyesi olur ve sürekli olarak sergilerine katılmaya başlar.
1914 yılında askere alınır, Geri hizmette olduğu için bol bol resim yapar. Bu yıllarda en önemli yapıtlarını üretir. Eleştirmenler onun bu döneminde İzlenimciliğe tepki gösterip Kübistlerle aynı şeyi yaptığını belirtirler. Savaştan sonra Akdeniz kıyılarını keşfedecek ve sanatında coşku. heyecan ve lirizm dönemi başlayacaktır.
1923’ten sonra ünü artar. Birçok resim ve gravür sergisi açar. Kitapları resimler. 1934 yılında Lucretius’un ‘Rerum Natura’ (Doğa Üstüne )sının 5. kitabını 41 gravür ile resimler. Ünlü Normandiya transatlantiğinde dekorasyon işleri yapar.
1936’da ‘Legion d’Honneur’ nişanı alır ve şövalye olur. Ocak 1937’den Aralık 1949’a Türkiye’de kalır. Lévy, Türk resminde önemli bir yere sahip olan bir kuşağın yetişmesinde etkili olmuştur. Nuri İyem, Haşmet Akal, Avni Arbaş, Nejad Melih Devrim, Selim Turan, Ferruh Başağa, Fethi Karakaş, Turgut Atalay ve Fethi Kayaalp gibi pek çok sanatçının gelişiminde Lévy’nin etkisi vardır. Ayrıca Lévy, Batı etkili üslupları yansıtan resim anlayışından kopuşu desteklemiştir. Anadolu’yla bağlantısı olan ve toplumsal çevreye duyarlı yeni bir sanat anlayışının biçimlenmesinde rol oynamıştır.
1950 yılından ölüm tarihi olan Aralık 1966’ya kadar Paris’te beş, Londra’da bir sergi açar. 1962 yılında Paris’te açtığı ‘80. yıl’ sergisinin kataloğunun önsözünü Yves Bonnefoy yazar. Onun sanatını en iyi özetleyen bu yazı, daha sonra ‘Heykeltraşlar ve Ressamlar Konusunda’ adlı kitapta yeralacaktır."
HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
"Avlu". İmzalı. 34 x 41 cm. Duralit üzeri yağlıboya. Eski dönem.
MEHMET BAŞBUĞ
"Peyzaj". İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya. 1989 tarihli. 50 x 65 cm.
İHSAN ŞURDUM (d.1930)
Natürmort. İmzalı. Tuval üzerine yağlıboya. 1985 tarihli. 46x55 cm.
"1947 yılında Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi. 1954–55 öğretim yılı döneminde Bedri Rahmi Atölyesi Yüksek Resim Bölümü’nden mezun oldu. 1956 yılında Fransa’ya gitti ve 1961'de Türkiye'ye döndü. 1963 yılında Balıkesir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi’ni kurdu. 1965 yılında İstanbul Resim ve Heykel Müzesi’nde görevlendirildi. 1967'de İtalyan hükümeti bursu ile Roma Merkez Restorasyon Enstitüsü’nde çalıştı ve sertifika aldı. 1949 yılından beri pek çok karma sergilere katıldı.
İhsan Şurdum, 1976 yılı devlet sergisinde Başarı Ödülü aldı. 1978’de Belçika hükümetinin davetlisi olarak Belçika’ da mesleki araştırma yaptı. 1982’de Mimar Sinan Üniversitesi’nde Restorasyon Atölyesi’ni kurdu. 1995’te emekli oldu. İlk kişisel sergisini 1975’te, son kişisel sergisini de 1999’da açtı. İstanbul, Ankara ve İzmir müzelerinde eserleri vardır."
HAKKI ANLI (1906-1991)
Natürmort. İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya, 46x38 cm.
"1932 yılında Sanayi Nefise Mektebi'nden mezun olmuştur. İlk başlarda bir topluluk ya da akıma bağlı olmaksızın somut-figüratif eserler üzerinde çalışmıştır. İlk sergisini Ankara'da açmıştır. 1941 yılında Halkevleri (1932) tarafından organize edilen "Vilayet Resimleri" kampanyasında Kütahya'ya gönderilmiş ve o yöreyi yansıtan resimler yapmıştır.
1941 yılında D grubunun 9. sergisine resim vererek grup üyesi olmuş ve resmen dağılışına kadar sergilerine katılmıştır. 1947 yılında Paris'e giderek iki yıl kalan sanatçı 1950'lere kadar aynı grubun sergilerine yapıtlar vermiştir. Sanatçı 1954 yılında Fransa'ya yerleştikten sonra soyut resme yönelmiştir. Kişisel sergilerini Paris, Sankt Gallen, Münih gibi şehirlerde gerçekleştirmiştir.
Eserlerinde ışığın boyanın kendisinden gelmesini amaçlayan bir anlayış hakimdir. Türk ressamları arasında yurtdışında erişilmesi zor başarılara imza atmış olan Hakkı Anlı’nın halen dünya resim piyasalarında adı önemli sanatçılar arasında geçmekte ve resimleri çeşitli ülkelerdeki müzayedelerde satılmaktadır Eserlerinin bir çoğu İstanbul Resim ve Heykel Müzesi'nde, Ankara Milli Kütüphane'de bulunmakta, ayrıca yurtdışında da birçok galeri ve müzenin özel koleksiyonunda yer almaktadır."
HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
"Kompozisyon". İmzalı. Tuval üzerine akrilik.1996 tarihli. 105x110 cm.
HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
"Figürlü Kompozisyon".İmzalı. 1997 tarihli. Tuval üzeri akrilik. 105x95 cm
HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
"Figürlü Peyzaj". İmzalı, tuval üzeri akrilik, 49 x 59 cm.
HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
Figürlü Kompozisyon. İmzalı, 1989 tarihli, tuval üzeri yağlıboya, 50 x 50 cm.
HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
Figürlü Kompozisyon. İmzalı, tuval üzeri yağlıboya, 58 x 58 cm.
HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
"Figürlü Peyzaj ".İmzalı, tuval üzerine yağlıboya, 37x33 cm.
HÜSEYİN BİLİŞİK (1923-2004)
"Peyzaj".İmzalı. 40x50 cm. 1985 tarihli. Tuval üzeri akrilik
KAYIHAN KESKİNOK (1923-2015)
"Figürlü Kompozisyon". İmzalı, prestual üzeri yağlıboya, 55 x 66 cm.
"Kayıhan Keskinok, 1945-1950 arasında Cezanne’ı anımsatan renk geçişleri kullanmış, düzenlemelerine figürü 1946’da katmıştır. Kısa süreli figürsüz soyut resim arayışları sayılmaz ise, ellili yıllar sanatçının geri dönmeksizin çok figürlü resimlere yöneldiği yıllardır. Sanatçı 1970’lerin sonundan başlayarak figürün yer aldığı mekanı soyutlama deneylerine girmiş, resimlerine masalsı öğeleri sokmuştur. 1980’lerde resimlerinde zaman kavramını irdelemiş, imgelerin üstüste bindirilmesi tekniğini geliştirmiştir.
Kayıhan Keskinok’un figürlü ya da figürsüz bütün resimlerde sürekli bir hareket göze çarpar. Sanatçının olgunluk döneminde konulardaki hareketin, desen ve renklerdeki hareketle tamamlanması arayışı gözlenir. Hareket aynı zamanda gerçek ile düşsel dünya arasındaki gidiş gelişler ile tamamlanır. Keskinok’un resimleri, doğadaki ve toplumdaki hareket öğeleri ile resmin kendi hareket olanaklarının bireşimini yakalamaya çalışır.
Sanatçının gençlik döneminde, harekete izin veren bol figürü zorunlu kılan konuları yeğlemesi daha sonraki yıllarda hareketi en kısıtlayıcı konularda bile resimsel hareketi yaratan teknikler geliştirebilmesine zemin hazırlamıştır. Kayıhan Keskinok’un resimlerinde hareketi öne çıkaran konular, sanatçının resimsel hareket olanaklarını ve tekniklerini geliştirebilmesine imkan sağlamış, bu yolda yetkinleşmesi en zor konuların üzerine cesaretle gidebilmesinin yolunu açmıştır. Resimde hareket olanakları yaratan tekniği, sanatçının her konuyu, tarihsel bir gelişme olarak, ikilemleri, gerilimleri ve çelişkileri içinde ele alabilmesine imkan sağlamıştır. Sanatçı üzerinde çalıştığı konularda insana özgü yaşam sevincini yakalamaya çalışmıştır durmaksızın; resimlerinde iyiye ve güzele yönelmeyi bir felsefi tutum olarak benimsemiştir.
Keskinok’un konularındaki çeşitlenme ve zenginleşme, resimlerindeki mekan anlayışında da farklı ele alışlar ile başbaşa ilerlemiştir. Zamanla bol figürlü resimlerindeki hareketi yer çekimsiz bir ortama taşımıştır. Resimlerindeki figürler birbirleriyle bağıntılarını yitirmeksizin sanki topluca hareket ediyor izlenimi vermektedir; figürler yer çekiminden koparak uzayda hareket ederler. Resimde varılan bu çözüm, düşsel ve fantastik konuların ele alınmasına izin vermiştir resimlerinde. Hareket halindeki kadın bedenleri, atların ve erkeklerin, kadın bedeniyle, zariflikleriyle karşıtlık oluşturan yabanıl tavırları sanatçının vurguladığı resimsel öğelerdir.
Sanatçı tek figürlü ya da çok figürlü olsun bütün resimlerini görsel belleğinin yardımıyla, herhangi bir canlı, ya da modele başvurmadan gerçekleştirmiştir. Kendi anlatımıyla “görsel bellekten çalışabilmek için en başta, o hareketi yaşamanız gerekir”. Kayıhan Keskinok tüm eserlerinde ele aldığı konularda yaşadığı hareketlerden yararlanmıştır. Sanatçı olarak en büyük zenginliği de bu deneyime dayanıyor." (Hüseyin Bedri yazısından alıntıdır)
KAYIHAN KESKİNOK (1923-2015)
"Figürlü Kompozisyon". İmzalı. Prestual üzeri yağlıboya, 1978 tarihli, 45 x 55 cm.
"Kayıhan Keskinok, 1945-1950 arasında Cezanne’ı anımsatan renk geçişleri kullanmış, düzenlemelerine figürü 1946’da katmıştır. Kısa süreli figürsüz soyut resim arayışları sayılmaz ise, ellili yıllar sanatçının geri dönmeksizin çok figürlü resimlere yöneldiği yıllardır. Sanatçı 1970’lerin sonundan başlayarak figürün yer aldığı mekanı soyutlama deneylerine girmiş, resimlerine masalsı öğeleri sokmuştur. 1980’lerde resimlerinde zaman kavramını irdelemiş, imgelerin üstüste bindirilmesi tekniğini geliştirmiştir.
Kayıhan Keskinok’un figürlü ya da figürsüz bütün resimlerde sürekli bir hareket göze çarpar. Sanatçının olgunluk döneminde konulardaki hareketin, desen ve renklerdeki hareketle tamamlanması arayışı gözlenir. Hareket aynı zamanda gerçek ile düşsel dünya arasındaki gidiş gelişler ile tamamlanır. Keskinok’un resimleri, doğadaki ve toplumdaki hareket öğeleri ile resmin kendi hareket olanaklarının bireşimini yakalamaya çalışır.
Sanatçının gençlik döneminde, harekete izin veren bol figürü zorunlu kılan konuları yeğlemesi daha sonraki yıllarda hareketi en kısıtlayıcı konularda bile resimsel hareketi yaratan teknikler geliştirebilmesine zemin hazırlamıştır. Kayıhan Keskinok’un resimlerinde hareketi öne çıkaran konular, sanatçının resimsel hareket olanaklarını ve tekniklerini geliştirebilmesine imkan sağlamış, bu yolda yetkinleşmesi en zor konuların üzerine cesaretle gidebilmesinin yolunu açmıştır. Resimde hareket olanakları yaratan tekniği, sanatçının her konuyu, tarihsel bir gelişme olarak, ikilemleri, gerilimleri ve çelişkileri içinde ele alabilmesine imkan sağlamıştır. Sanatçı üzerinde çalıştığı konularda insana özgü yaşam sevincini yakalamaya çalışmıştır durmaksızın; resimlerinde iyiye ve güzele yönelmeyi bir felsefi tutum olarak benimsemiştir.
Keskinok’un konularındaki çeşitlenme ve zenginleşme, resimlerindeki mekan anlayışında da farklı ele alışlar ile başbaşa ilerlemiştir. Zamanla bol figürlü resimlerindeki hareketi yer çekimsiz bir ortama taşımıştır. Resimlerindeki figürler birbirleriyle bağıntılarını yitirmeksizin sanki topluca hareket ediyor izlenimi vermektedir; figürler yer çekiminden koparak uzayda hareket ederler. Resimde varılan bu çözüm, düşsel ve fantastik konuların ele alınmasına izin vermiştir resimlerinde. Hareket halindeki kadın bedenleri, atların ve erkeklerin, kadın bedeniyle, zariflikleriyle karşıtlık oluşturan yabanıl tavırları sanatçının vurguladığı resimsel öğelerdir.
Sanatçı tek figürlü ya da çok figürlü olsun bütün resimlerini görsel belleğinin yardımıyla, herhangi bir canlı, ya da modele başvurmadan gerçekleştirmiştir. Kendi anlatımıyla “görsel bellekten çalışabilmek için en başta, o hareketi yaşamanız gerekir”. Kayıhan Keskinok tüm eserlerinde ele aldığı konularda yaşadığı hareketlerden yararlanmıştır. Sanatçı olarak en büyük zenginliği de bu deneyime dayanıyor." (Hüseyin Bedri yazısından alıntıdır)
KAYIHAN KESKİNOK (1923-2015)
"Figürlü Kompozisyon".İmzalı. Tuval üzeri yağlıboya, 1985 tarihli, 40 x 50 cm.
"Kayıhan Keskinok, 1945-1950 arasında Cezanne’ı anımsatan renk geçişleri kullanmış, düzenlemelerine figürü 1946’da katmıştır. Kısa süreli figürsüz soyut resim arayışları sayılmaz ise, ellili yıllar sanatçının geri dönmeksizin çok figürlü resimlere yöneldiği yıllardır. Sanatçı 1970’lerin sonundan başlayarak figürün yer aldığı mekanı soyutlama deneylerine girmiş, resimlerine masalsı öğeleri sokmuştur. 1980’lerde resimlerinde zaman kavramını irdelemiş, imgelerin üstüste bindirilmesi tekniğini geliştirmiştir.
Kayıhan Keskinok’un figürlü ya da figürsüz bütün resimlerde sürekli bir hareket göze çarpar. Sanatçının olgunluk döneminde konulardaki hareketin, desen ve renklerdeki hareketle tamamlanması arayışı gözlenir. Hareket aynı zamanda gerçek ile düşsel dünya arasındaki gidiş gelişler ile tamamlanır. Keskinok’un resimleri, doğadaki ve toplumdaki hareket öğeleri ile resmin kendi hareket olanaklarının bireşimini yakalamaya çalışır.
Sanatçının gençlik döneminde, harekete izin veren bol figürü zorunlu kılan konuları yeğlemesi daha sonraki yıllarda hareketi en kısıtlayıcı konularda bile resimsel hareketi yaratan teknikler geliştirebilmesine zemin hazırlamıştır. Kayıhan Keskinok’un resimlerinde hareketi öne çıkaran konular, sanatçının resimsel hareket olanaklarını ve tekniklerini geliştirebilmesine imkan sağlamış, bu yolda yetkinleşmesi en zor konuların üzerine cesaretle gidebilmesinin yolunu açmıştır. Resimde hareket olanakları yaratan tekniği, sanatçının her konuyu, tarihsel bir gelişme olarak, ikilemleri, gerilimleri ve çelişkileri içinde ele alabilmesine imkan sağlamıştır. Sanatçı üzerinde çalıştığı konularda insana özgü yaşam sevincini yakalamaya çalışmıştır durmaksızın; resimlerinde iyiye ve güzele yönelmeyi bir felsefi tutum olarak benimsemiştir.
Keskinok’un konularındaki çeşitlenme ve zenginleşme, resimlerindeki mekan anlayışında da farklı ele alışlar ile başbaşa ilerlemiştir. Zamanla bol figürlü resimlerindeki hareketi yer çekimsiz bir ortama taşımıştır. Resimlerindeki figürler birbirleriyle bağıntılarını yitirmeksizin sanki topluca hareket ediyor izlenimi vermektedir; figürler yer çekiminden koparak uzayda hareket ederler. Resimde varılan bu çözüm, düşsel ve fantastik konuların ele alınmasına izin vermiştir resimlerinde. Hareket halindeki kadın bedenleri, atların ve erkeklerin, kadın bedeniyle, zariflikleriyle karşıtlık oluşturan yabanıl tavırları sanatçının vurguladığı resimsel öğelerdir.
Sanatçı tek figürlü ya da çok figürlü olsun bütün resimlerini görsel belleğinin yardımıyla, herhangi bir canlı, ya da modele başvurmadan gerçekleştirmiştir. Kendi anlatımıyla “görsel bellekten çalışabilmek için en başta, o hareketi yaşamanız gerekir”. Kayıhan Keskinok tüm eserlerinde ele aldığı konularda yaşadığı hareketlerden yararlanmıştır. Sanatçı olarak en büyük zenginliği de bu deneyime dayanıyor." (Hüseyin Bedri yazısından alıntıdır)
KAYIHAN KESKİNOK (1923-2015)
"Karadeniz Düğünü". İmzalı. 30 x 35 cm. Tuval üzeri yağlıboya. 2004 tarihli.
"Kayıhan Keskinok, 1945-1950 arasında Cezanne’ı anımsatan renk geçişleri kullanmış, düzenlemelerine figürü 1946’da katmıştır. Kısa süreli figürsüz soyut resim arayışları sayılmaz ise, ellili yıllar sanatçının geri dönmeksizin çok figürlü resimlere yöneldiği yıllardır. Sanatçı 1970’lerin sonundan başlayarak figürün yer aldığı mekanı soyutlama deneylerine girmiş, resimlerine masalsı öğeleri sokmuştur. 1980’lerde resimlerinde zaman kavramını irdelemiş, imgelerin üstüste bindirilmesi tekniğini geliştirmiştir.
Kayıhan Keskinok’un figürlü ya da figürsüz bütün resimlerde sürekli bir hareket göze çarpar. Sanatçının olgunluk döneminde konulardaki hareketin, desen ve renklerdeki hareketle tamamlanması arayışı gözlenir. Hareket aynı zamanda gerçek ile düşsel dünya arasındaki gidiş gelişler ile tamamlanır. Keskinok’un resimleri, doğadaki ve toplumdaki hareket öğeleri ile resmin kendi hareket olanaklarının bireşimini yakalamaya çalışır.
Sanatçının gençlik döneminde, harekete izin veren bol figürü zorunlu kılan konuları yeğlemesi daha sonraki yıllarda hareketi en kısıtlayıcı konularda bile resimsel hareketi yaratan teknikler geliştirebilmesine zemin hazırlamıştır. Kayıhan Keskinok’un resimlerinde hareketi öne çıkaran konular, sanatçının resimsel hareket olanaklarını ve tekniklerini geliştirebilmesine imkan sağlamış, bu yolda yetkinleşmesi en zor konuların üzerine cesaretle gidebilmesinin yolunu açmıştır. Resimde hareket olanakları yaratan tekniği, sanatçının her konuyu, tarihsel bir gelişme olarak, ikilemleri, gerilimleri ve çelişkileri içinde ele alabilmesine imkan sağlamıştır. Sanatçı üzerinde çalıştığı konularda insana özgü yaşam sevincini yakalamaya çalışmıştır durmaksızın; resimlerinde iyiye ve güzele yönelmeyi bir felsefi tutum olarak benimsemiştir.
Keskinok’un konularındaki çeşitlenme ve zenginleşme, resimlerindeki mekan anlayışında da farklı ele alışlar ile başbaşa ilerlemiştir. Zamanla bol figürlü resimlerindeki hareketi yer çekimsiz bir ortama taşımıştır. Resimlerindeki figürler birbirleriyle bağıntılarını yitirmeksizin sanki topluca hareket ediyor izlenimi vermektedir; figürler yer çekiminden koparak uzayda hareket ederler. Resimde varılan bu çözüm, düşsel ve fantastik konuların ele alınmasına izin vermiştir resimlerinde. Hareket halindeki kadın bedenleri, atların ve erkeklerin, kadın bedeniyle, zariflikleriyle karşıtlık oluşturan yabanıl tavırları sanatçının vurguladığı resimsel öğelerdir.
Sanatçı tek figürlü ya da çok figürlü olsun bütün resimlerini görsel belleğinin yardımıyla, herhangi bir canlı, ya da modele başvurmadan gerçekleştirmiştir. Kendi anlatımıyla “görsel bellekten çalışabilmek için en başta, o hareketi yaşamanız gerekir”. Kayıhan Keskinok tüm eserlerinde ele aldığı konularda yaşadığı hareketlerden yararlanmıştır. Sanatçı olarak en büyük zenginliği de bu deneyime dayanıyor." (Hüseyin Bedri yazısından alıntıdır)
SABRİ BERKEL (1907-1993)
"Soyut Kompozisyon". Kağıt üzeri guaj . 14.2 x 15.3 cm. *Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
SABRİ BERKEL (1907-1993)
"Soyut Kompozisyon". Kağıt üzeri guaj . 25 x 18.5 cm. *Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
SABRİ BERKEL (1907-1993)
"Soyut Kompozisyon". İmzalı. Karton üzerine akrilik. 25x23.5 cm *Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
SABRİ BERKEL (1907-1993)
"Soyut". İmzalı. Karton üzerine yağlıboya. 32.5x25 cm. *Yüksek Ressam/ Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
SABRİ BERKEL (1907-1993)
"İtfaiyeci". İmzalı. Karton üzerine yağlıboya. 40x29.5 cm. *Yüksek Ressam/ Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
SABRİ BERKEL (1907-1993)
"Soyut." İmzalı. Karton üzerine yağlıboya. 21x29.3 cm. *Yüksek Ressam/ Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
SABRİ BERKEL (1907-1993)
"Natürmort". İmzalı. Karton üzerine yağlıboya. 35.5x50 cm. *Yüksek Ressam / Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.*Eserin 55x65 cm ebatlarındaki bir benzeri ENLEM 80 yayınları "Sabri Berkel" kataloğunda Resim 43 olarak yayınlanmıştır."
FAHRELNİSSA ZEİD (1901-1991)
"Hatlı Kompozisyon" İmzalı. 34.5 x 24.5 cm. Karton üzeri yağlıboya. Not: Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.
FAHRELNİSSA ZEİD (1901-1991)
"Peyzaj". İmzalı. Karton üzeri yağlıboya. 22x24 cm *Yüksek Ressam/Restoratör Bayram Karşit onaylıdır.