Zerendut Levha, Ahzap Suresi 35.ayet yazılı,Sülüs Nesih hat, imzalı, 35x110 cm
"Şüphesiz, müslüman erkekler ve müslüman kadınlar, mü'min erkekler ve mü'min kadınlar, gönülden (Allah'a) itaat eden erkekler ve gönülden (Allah'a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla (Allah'tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah'tan) korkan kadınlar, sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan kadınlar, Allah'ı çokca zikreden erkekler ve (Allah'ı çokca) zikreden kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir hazırlamıştır."
İstanbul’da Ayasofya Camii civarındaki Yerebatan mahallesinde doğdu. Karadeniz Ereğlisi’nden olan Kürekçi Ali Efendi’nin oğludur. İlk mektebe devam ettiği sırada Topçubaşı Bâlâ Süleyman Ağa Mektebi hocası Şumnulu Ömer Rüşdü Efendi’den sülüs ve nesih yazılarını öğrenmeye başladı, 1871’de Bahri Efendi’den icâzet aldı. Oğlu Muhiddin Hattatoğlu’nun verdiği bilgiye göre Fâik Efendi’nin Bâlâ Camii’nde yapılan icâzet merasiminde Reîsülhattâtîn Kazasker Mustafa İzzet Efendi de hazır bulunmuş ve icâzet kıtasının altına icâze cümlesini bizzat yazmıştır. Fâik Efendi daha sonra talebesi olmak istediği Kazasker Mustafa İzzet Efendi’nin tavsiyesiyle onun öğrencisi Mehmed Şefik Bey’e devam etmiştir. Sekiz yıl Şefik Bey’den yazı meşketmiş, ondan sülüs-nesih ve sülüs celîsinin inceliklerini öğrenerek zamanının önde gelen hattatları arasına girmiştir. Fâik Efendi resmî bir görev kabul etmeyip hayatını Cerrahpaşa’da Davutçeşmesi sokağındaki evinde kitap okuyarak, üstatların yazılarını inceleyerek ve yazı yazarak geçirmiştir. Yalnız hocası Ömer Rüşdü Efendi’nin vefatı üzerine Süleyman Ağa Mektebi ile diğer bazı mekteplerde geçici olarak hüsn-i hat hocalığı yapmıştır. 20 Cemâziyelâhir 1337’de (23 Mart 1919) vefat eden Fâik Efendi’nin kabri Silivrikapı dışında, Seyyidnizam caddesinde Bâlâ Kabristanı’nda set üzerindedir.
Hat sanatı yanında mürekkep yapma, kâğıt âharlama ve murakka‘ hazırlama işinde de usta olan Fâik Efendi, tezhip sanatını Beyazıt’ta kâğıtçılar ve mücellitler kâhyası Hacı Ahmed Efendi’den öğrenmiştir. Sesi güzel olan Fâik Efendi mûsikiye de âşina bir sanatkârdı. Ancak onun asıl kıymet ve şöhreti hat sanatının sülüs, nesih ve celî sahasındadır. Halen Topçubaşı Bâlâ Süleyman Ağa Külliyesi’ndeki Şefik Efendi yolunda mevcut celî sülüs yazıları, Fâik Efendi’nin yazı sanatındaki seviyesini gösteren ve günümüze ulaşan güzel örneklerdendir.